Hatta bir dahaki oyun için birkaç çeyreklik alacağıma da güvenebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك حتى الوثوق بأني سأحضر المزيد من الأرباع النقدية للعبة القادمة |
oyun için teşekkürler, beyler. Şansınızı bir dahaki sefere yine denersiniz. | Open Subtitles | شكراً للعبة يمكنهم المحاولة معي في يوم القبض التالي |
oyun için teşekkürler, çocuklar. Geri döneceğimi hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | شكراً على اللعب يا رفاق لا أظنني سأعود |
oyun için teşekkürler. Benim için zevkti. | Open Subtitles | شكراً على اللعبة إنه دائماً من دواعي سروري |
Büyükannemin annesi ölüm döşeğinden aileye yazdığı 26 sayfalık mektupta üç sayfayı bir oyun için hazırladığı kostümlere ayırıp eşinden bir paragrafta söz etmişti. | Open Subtitles | أم جدتي, كتبت لعائلتها كلها رسالة من 26 صفحة وهي على فراش الموت وكتبت ثلاث صفحات عن الأزياء التي صنعتها لمسرحية |
-Uzun süre mi? Evet, oyun için gereken para da sihirli bir şekilde ortaya çıkacak. | Open Subtitles | نعم، وبعد ذلك المال اللازم للمسرحية سيظهر بطريقة سحرية |
oyun için vaktim yok. Neyin peşindesin? | Open Subtitles | ليس لدي وقت للألعاب لماذا أنت هنا؟ |
Tekrar oyunculuğa döndüğü için memnunum. oyun için kostümlerini ben yaptım. | Open Subtitles | أنا سعيدة بكونها تُمثّل من جديد لقد صنعت أزيائها في المسرحية |
Bir oyun için ciddi bir önleme benziyor. | Open Subtitles | تبدو أمور كبيرة لأجل لعبة حفلة |
Park metreye bozuk para atma, oyun için ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | لا تضع أي نقود معدنية في العداد فنحن سنحتاجها من أجل الألعاب |
İyi adamlar için mi çalışıyorsun yoksa büyük oyun için mi çalışıyorsun? | Open Subtitles | هل أنت تعمل للرجال الأخيار ؟ أم تعمل من أجل لعبة أكبر ؟ |
İşte burada. Büyük oyun için gereken her şeyi aldım. | Open Subtitles | ها أنتم ذا ، لقد أحضرت كل : ما نحتاجه للعبة الكبيرة |
oyun için silahlara ihtiyacımız var. Silahları için de kokain parasına. | Open Subtitles | نحتاج السلاح للعبة أكبر والبضاعة تدفع الثمن |
Belki oyun için zamanında geri döner. | Open Subtitles | ربما سوف سوف تعود في الوقت المناسب للعبة |
Bugünkü oyun için aklında belirli bir tarz var mı? | Open Subtitles | هل لديك فئة معينة في رأسك للعبة مابعد ظهيرة اليوم؟ أجل. |
Demir, bize oyun için güç verir! | Open Subtitles | عنصر الحديد يساعدنا على اللعب |
Demir, bize oyun için güç verir! | Open Subtitles | عنصر الحديد يساعدنا على اللعب |
Aptalca bir oyun için harcanan bir teknoloji. | Open Subtitles | ضائع على اللعبة الغبية. |
Ben de aslında bir oyun için deneme çekimine gideceğim. | Open Subtitles | في الواقع أنا أيضاً سأقوم بتجربة أداء لمسرحية. |
Bu bir oyun için değil, Bayan Roberts. | Open Subtitles | هذا ليس للمسرحية آنسة روبرتس |
Şu an oyun için gerçekten hiç zamanımız yok diye düşünüyorum, öyle değil mi? | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أن لدينا وقت لــ... للألعاب الآن،هل علينا؟ |
Tekrar oyunculuğa döndüğü için memnunum. oyun için kostümlerini ben yaptım. - Eğleniyor. | Open Subtitles | أنا سعيدة بكونها تُمثّل من جديد لقد صنعت أزيائها في المسرحية |
Park metreye bozuk para atma, oyun için ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | لا تضع أي نقود معدنية في العداد فنحن سنحتاجها من أجل الألعاب |
Bir oyun için saatlerce sırada beklemek zorunda kalırdık. | Open Subtitles | كان علينا الانتظار لساعات في الصف فقط من أجل لعبة واحدة |
oyun için buradasınız diye düşünüyorum. | Open Subtitles | كنتم هنا من أجل اللعبة بأمكاني المجازفة |