oyun parkında toplanıp seansları orada yapabiliriz top sektirmece oynarken. | Open Subtitles | يمكن أن أقوم بالجلسة في الملعب, أثناء السباق بإرتداء الأكياس. |
MT: Ve onlar, canlı hayal gücünün oyun parkında çalışırken, o onları atölyesinde inşa etti. | TED | م. ت: وحين تشتغل في الملعب الحي لمخيلته، كان يبنيها في ورشته. |
Oliver bana geçen hafta oyun parkında sana, seninle yaşayıp yaşayamayacağını sorduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال لي أوليفر الأسبوع الماضي في الملعب أنه سألك إن كان باستطاعته العيش معك |
Evet, bir süre önce oyun parkında Dick Grayson'ı kamçılayarak başını belaya bulaştırmıştı. | Open Subtitles | أجل، هذا الشاب وقع بمشكلة قبل فترة لقيامه بالتلويح بقضيبة في ملعب للأطفال |
İlk insanlarla dolu bir oyun parkında kapışan ilkokul öğrencileri gibiyiz. | Open Subtitles | يتشاجرون في ملعب مليء بسكان الكهوف - لدي تلك الصورة ، لا أعرف السبب |
Sana ne olduğunu merak ederek oyun parkında bekliyorlar diye için içini yemişti hani. | Open Subtitles | وكنت قلقة جداً لأنك تعرفين أنهم هناك في ساحة اللعب يتسائلون عما حدث لك؟ حسناً, هذا هو إحساسي طوال الوقت |
Kendi içlerinde hâlâ, oyun parkında kavga eden küçük birer çocuktular ve her ikisi de kazanmayı umuyordu. | Open Subtitles | كانوا لا يزالون بداخَل قلوبّهم فتيانًا صغار يتشاجران في الملعب و كلاهما يتوقّعان الفوز من نصيبهما. |
Bak, burada da ikiniz oyun parkında tepiniyorsunuz. | Open Subtitles | أنظر، أنتُما الإثنان معاً في الملعب. |
oyun parkında oynamak istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أذهب لألعب في الملعب فحسب |
Tam arkamda, oyun parkında. | Open Subtitles | إنه في الملعب. خلفي تماما. |
- oyun parkında tanışmıştık. | Open Subtitles | - لقد إلتقينا في الملعب ! |
River Road'daki oyun parkında hiç vakit geçirdin mi? | Open Subtitles | هل سبق ان قضيتي وقتا في ملعب "نهر الطريق" ؟ |
Cennete geçit oyun parkında mı? | Open Subtitles | باب الجنة في ملعب |
Hayır, Garrett Faloona oyun parkında bana yumruk attığından beri kanamadı. | Open Subtitles | لا ليس منذ جاريت فالونا الذي اعتدت ان يلكمني في ساحة اللعب |
- oyun parkında. | Open Subtitles | في ساحة اللعب. |