Bu benim için oyuncak değil! Bu oyun saati değil! | Open Subtitles | أنا أريد ان أصبح طبيب وهذه ليست لعبة بالنسبة لي |
Harika bir gösteri yaptığınızı sanıyorsunuz ama bu bir oyuncak değil. | Open Subtitles | متأكد من انكم تعتقدون هذا عرضاً ممتع لكن هذه ليست لعبة |
- Ama Benjy, Mr. Monk oyuncak değil. - Kesinlikle öyle. | Open Subtitles | ـ لكن بنجي، السيد مونك ليس لعبة ـ بالتأكيد لا |
* O küçük bir çocuk, oyuncak değil sallama, sallama, bebeği sallama * | Open Subtitles | إنه طفل صغير, إنه ليس لعبة لا تهزي الطفل |
Ama onlar oyuncak değil, koleksiyon parçaları. | Open Subtitles | من الواضح أنها ليست ألعاب ، إنها قطع للتجميع. |
Kelvin! Sana önceden de söylemiştim. Bu oyuncak değil. | Open Subtitles | كيلفين حذرتك ألا تلعب بها إنها ليست لعبة |
Bu oyuncak değil. Sanat eseri bir oyun konsolu. | Open Subtitles | انها ليست لعبة انها افضل لعبة على الاطلاق |
O oyuncak değil, benim için anlamı var. | Open Subtitles | تلك ليست لعبة إنها تعني شيئاً ما لي |
Dikkatli ol, o bir oyuncak değil. | Open Subtitles | .بلى. حسناً، تمالك نفسك .إنها ليست لعبة |
Hey dikkat et. O bir oyuncak değil. | Open Subtitles | مهلًا، مهلًا، كن حذرًا هذه ليست لعبة. |
Bu çok değerli Stetson. oyuncak değil. | Open Subtitles | إنها جوهرة، ستيستون، إنها ليست لعبة |
oyuncak değil o. Ve sen kurbanı incelemeliydin. | Open Subtitles | إنّه ليس لعبة وأنتَ من المفترض أنْ تفحص الضحيّة |
Yaptığın büyü, kullanabileceğin ya da test edebileceğin bir oyuncak değil, Merlin. | Open Subtitles | السحر ليس لعبة لك لتستخدمة او تسئ استخدامه كما تريد |
Bu bir oyuncak değil, stres atıcı. | Open Subtitles | إنه ليس لعبة إنه آلي بعواطف. وأنا لا ألعب، أنا مُختبئ |
Çocuk iyi görünüyor. Şeytan çıkartma oyuncak değil. | Open Subtitles | الولد بخير طرد الارواح ليس لعبة يستهان بها |
Bu bir oyuncak değil, aksiyon figürü. | Open Subtitles | لا تلمسوها! إنها ليست ألعاب إنها صورة توضيحية |
Buna gözün gibi bakmalısın. oyuncak değil o, çok değerli. | Open Subtitles | عليك الاهتمام بهذا العقد إنه ليس بلعبة, إنه قيّم للغاية |
oyuncak değil o. Koy yerine, hayır... | Open Subtitles | هذا ليس للعب أتركيه لا تفعلي هذا |
Bu oyuncak değil. Bu model bebek. | Open Subtitles | انها ليست دمية انه طفل الكترونى متحرك |
O oyuncak değil; Stormtrooper. | Open Subtitles | -إنه ليس دمية ، إنه (ستورم تروبر ) |
O bir oyuncak değil ve pahalı. | Open Subtitles | إنها ليست بلعبة إنها غالية الثمن |
Onlar oyuncak değil, lütfen ama. | Open Subtitles | إنها ليست دمى ، إستمعى من فضلك. |
Bu oyuncak değil, Lisa. Birisi gelene kadar beklemek zorundayız. | Open Subtitles | انه ليس لعبه يا ليزا, سننتظر حتي يأتي احد ما |
Hey, o oyuncak değil. | Open Subtitles | أنت، هذه ليست لُعبة. |
Hayır, bu bir kırbaç, Ted, oyuncak değil. Bunun kadar doğal bir şey olamaz. | Open Subtitles | -لا ، انه سوط وليس لعبة ، وهناك اشياء عليك التفرقة بينها |
"Oralara hiç girme. Orama dokunma. Oynama onunla, oyuncak değil." | Open Subtitles | "لا تذهب هناك"، "لا تلمس هذا" "دع هذا وشأنه، إنه ليس بدمية" |
Sana kaç kez söyledim, dikkat et köpekler oyuncak değil. | Open Subtitles | قلت لك أن تكون حذرا. الكلاب ليست لعب الأطفال. |
Bunlar oyuncak değil tatlım. Anne, bu senin telefonun değil. | Open Subtitles | هذه ليست العاب يا عزيزى امى ، هذا ليس هاتفك |