Son zamanlarda Google kendi YZ'sine bilgisayar oyunlarının nasıl oynanacağını öğretti. | TED | قامت جوجل مؤخرا بتعليم ذكائهم الاصطناعي كيفية تعلم لعب ألعاب الفيديو. |
Bilgisayar oyunlarının ve saklamsıçlarının falan enerjisine yetişmeye çalışıyorum işte. | Open Subtitles | أنا أحاول موازنة طاقاتهم بين ألعاب الفيديو و ألعاب الدمى |
Mutluluk peşinde koşup video oyunlarının üzerinde çalışabiliyorsun çünkü eşcinselsin. | Open Subtitles | وتلاحق أحلامك وتعمل على صنع ألعاب الفيديو لأنك مثلي الجنس. |
oyunlarının bir parçası olmak istemiyorum sadece. | Open Subtitles | وانا حقا لا اريد ان اكون مجرد قطعة داخل لعبتهم , كما تعلمين |
Alexis senin kahinindi ...ve ortaya çıkabilecek her şey senin kendi küçük, ikiyüzlü oyunlarının sonucu olabilir. | Open Subtitles | (ألكسيز) كانت قارئة الحظّ خاصّتك وأيّ شيء قد يحدث قد يكون نتيجة لمكائدك المرائية. |
Servet ve zafer uğruna büyü ve canavarlarla savaştılar. Bu gölge oyunlarının sonucu bir savaş çıktı. Bu savaş dünyayı yok etmekle tehdit ediyordu. | Open Subtitles | كانوا يتبارزون بوحوش سحريه من اجل الثروه و المجد بسبب العاب الظل هذه حدثت حرب هددت العالم |
Tek bir hafta geçmez ki medyada birkaç büyük haber başlığı olmasın bilgisayar oyunlarının yararlı ya da zararlı olması ile ilgili, değil mi? Bunların bombardımanına tutuluyorsunuz. | TED | نادرًا مايمضي الأسبوع إلا ونجد العناوين الرئيسية في الإعلام تتحدث عمّ إن كانت ألعاب الفيديو جيدة أو ضارة، أليس كذلك؟ |
Şimdi bir bakıma, bilgisayar oyunlarının beyindeki etkisini düşündüğümüzde şarabın sağlığa olan etkisine çok benzer. | TED | و حينما نفكر في تأثير ألعاب الفيديو على الدماغ، نجد أنها بكل بساطة، تماثل تأثير الخمر على الصحة. |
Video oyunlarının mekansal evrimi inanılmaz önemli. | TED | ولكن تطور المكانية في ألعاب الفيديو مهم للغاية. |
Birkaç yıl önce, video oyunlarının tarihi hakkındaki bu eğitim videosunu yaptım. | TED | قبل عدة سنين أعددت هذه الفيديو التعليمي عن تاريخ ألعاب الفيديو. |
İşte bu, bilgisayar oyunlarının sınırsız geleceği. | Open Subtitles | ولهذا فإنه لا حدود لمستقبل ألعاب الكمبيوتر |
Gelişigüzel şeyler söyleyecek, video oyunlarının ya da işlenmiş şekerin zararları hakkında. | Open Subtitles | سيقول أشياءً عشوائية حول خطر ألعاب الفيديو و السكر المعالج |
Masa oyunlarının aksine, rol yapma oyunlarında sıkça kullanılan 20 kenarlı zara aşinasındır herhâlde. | Open Subtitles | و بعكس العاب الطاولة التي تعرفينها مسبقاً، فإنّ ألعاب تقمّص الشخصيات تحتاج إلى نرد ذي عشرين وجه |
Patricia bilgisayar oyunlarının 4 milyon çocuğun ritalın kullanmasının sebebi olduğuna inanır. | Open Subtitles | باتريشا تعتقد بأن ألعاب الفيديو هي سبب في تناول أكثر من 4 ملايين طفل لدواء الريتالين |
Fırın ürünlerinin, araç yedek parçasının ve video oyunlarının aynı yerde satıldığı başka yer var mı? | Open Subtitles | قطع غيار سيارات ألعاب فيديو كل هذا في مكان واحد أجل يا سيدي |
Bahar festivali oyunlarının neyini seviyorum biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف ماذا أحب فى ألعاب المهرجان السنوى؟ |
oyunlarının sonunu bilmeden onlarla savaşamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تقاتلهم الا اذا عرفت نهاية لعبتهم |
Alexis senin kahinindi ...ve ortaya çıkabilecek her şey senin kendi küçük, ikiyüzlü oyunlarının sonucu olabilir. | Open Subtitles | (ألكسيز) كانت قارئة الحظّ خاصّتك وأيّ شيء قد يحدث قد يكون نتيجة لمكائدك المرائية. |
Ama tüm bu masum çocuk oyunlarının yanında duyduğum birçok konuşma vardı "kuku" denen muhteşem, nadide birşey hakkında. | Open Subtitles | لكن بالأضافة لتلك النشاطات الطفولية البريئة التي تضمن الكثير من الكلام الممتع حول شيء رائع يسمى هذا الشيء المراوغة مع بوسي |
İnsan bir kere oynayınca, kart oyunlarının ezikler için olduğunu anlıyor. | Open Subtitles | حالما تذوق طعمها، تدرك أن لعب الورق للصّغار |