Yeri gelmişken, işin püf noktası donmuş tereyağı, sıcak değil. | TED | بالمناسبة، الخدعة هي استخدام الزبدة المجمدة وليس الزبدة الدافئة. |
Dik olarak girmek isteyeceksin ama püf noktası... balon patlatır gibi hızlı ve derine batırmak. | Open Subtitles | يجبأنتدخليعمودياً, لكن الخدعة هي أن تحقني بسرعة و عميقاً كأنكِ تنفخين بالوناً |
Bilinenin aksine, işin püf noktası köfteyi devamlı çevirmek; | Open Subtitles | حسناً ، خلافاً للرأي السائد السر هو المحفاظة على تقليب البرغر |
Sanırım işin püf noktası nerede duracağını bilmek. | Open Subtitles | حسنا، أتصور مع ذلك، السر هو مجرد معرفة متى تتوقف. |
püf noktası çok fazla kaynatmamaktır. | Open Subtitles | الفن يكمن في عدم غليها زيادة عن اللزوم |
O halde soru şu: Böyle akışkan ve açık bir söyleşinin püf noktası nedir? | TED | إذن فالسؤال هو: ما هو المفتاح لإستمرار المقابلة بشكل ناجح؟ |
püf noktası bu. Rock Roll bu. | Open Subtitles | هذه هي الخدعة هذه هي موسيقى الروك اند رول. |
Hepimiz en azından bir kere yapmışızdır, ama püf noktası şu ki olaya çabucak gir, ve hiçbir şeye karışmadan çık. | Open Subtitles | نحن نضطر لفعل ذلك ... إذا كنّا نقوم بحيلة وهي أن تدخل وتخرج سريعاً قبل أن تتورط |
Oy toplamanın püf noktası araştırma yapmak ve herkesle yattığına emin olmak. | Open Subtitles | الخدعة هي ان يتم البحث عن الاصوات والعمل على التاكد من الاخرين فهموا اوضع |
İşin püf noktası onu ilişkilere daha açık hale getirirken, aynı zamanda da kendine güvenini biraz sarsmak ki, vücuduna dikkat etmeye devam etsin. | Open Subtitles | الخدعة هي جعله أكثر حساسية بينما في نفس الوقت إجعليه يحسس بعدم الأمان لذا فانه بستمر بالعمل على جسده. |
püf noktası damarı sıkmak, ama tamamen kapatmak değil. | Open Subtitles | الخدعة هي باغلاق الشريان المتسرب ولكن ليس اغلاق كامل |
püf noktası bütün hacker'ların yaptığı işlerde bıraktığı kendinden bir parçayı bulmaktır. | Open Subtitles | الخدعة هي إيجاد جزء منه والذي يتركه جميع المخترقين في أفعالهم. |
püf noktası içine çektiği alevler oluyor. | Open Subtitles | السر هو تبقي اللهب مشتعلاً .مثل |
püf noktası soğanları az pişirmek. | Open Subtitles | السر هو في عدم طبخ البصل تماماً. |
İşin püf noktası, hiçbir zaman kaşını üstten alma. | Open Subtitles | . السر هو لا تستخدمي الواكس فوق الحاجب |
püf noktası çok fazla kaynatmamaktır. | Open Subtitles | الفن يكمن في عدم غليها زيادة عن اللزوم |
Yalnızca en dayanıklılar yaşamını sürdürebilir. İşte püf noktası buydu. | Open Subtitles | لا تبقى إلا الحيوانات الأصلح، وهذا هو المفتاح. |
püf noktası burası. | Open Subtitles | تعود بالخلف، ذلك هو المفتاح... |
Ama daha fazla ısı eklemek, proteinleri daha fazla karıştırır; soğutmanız ise sadece onları dondurur. İşin püf noktası şu: Onları aşırı hızlı bir şekilde döndürün. | TED | و لكن إضافة المزيد من الحرارة سيقوم بتعقيد البروينات أكثر و تبريدها سيقوم فقط بتجميدها لذا فها هي الخدعة: أدِرها حول نفسها بسرعة كبيرة |
püf noktası o. | Open Subtitles | هذه هي الخدعة. |
Hepimiz en azından bir kere yapmışızdır, ama püf noktası şu ki olaya çabucak gir, ve hiçbir şeye karışmadan çık. | Open Subtitles | نحن نضطر لفعل ذلك ... إذا كنّا نقوم بحيلة وهي أن تدخل وتخرج سريعاً قبل أن تتورط |