"panikleyip" - Traduction Turc en Arabe

    • الذعر
        
    • ذعرت
        
    • ذُعرت
        
    • الهلع
        
    • بالفزع
        
    Arkaya bakıp bebeği gördüler, panikleyip bebeği attılar... ya da belki Tanrı attı. Open Subtitles و حين نظروا للمقعد الخلفي وجدوا الطفل فأصابهم الذعر و قاموا برميه
    Sonrada panikleyip cesedi öylesine alışılmadık şekilde yerleştirdin ki doğal olarak kölelik dünyasından birinin yaptığını düşünecektik. Open Subtitles ومن ثم في حالة من الذعر تقرر مرحلة على الجسم على نحو غير عادي كنّا نفترض أنّه كان طبيعياً لشخص ما في عالم العبودية
    ve babamın 'güvenilmeyecek biri olduğumu' düşünmesini istemedim. panikleyip arabayı göle attım. Open Subtitles ولم ارد ابي ان يعتقد انه لا يستطيع ان يثق بي لذا ذعرت واغرق السيارة
    Gemimizi, bir buz dağına çarptın ve sonra ben panikleyip yolcuları gemiden tahliye etmeye başladım, ama sen bir küçük römorka atlayıp bizi yolumuza döndürdün. Open Subtitles أعني انك حطمت سفينتنا في جبل جليدي بعدها انا ذعرت ورميت الركاب
    Belki de. Ama bir ihtimal de panikleyip saklanmak için bir yerlere gitmiştir. Open Subtitles ربّما، لكن ثمّة إحتمال أنها ذُعرت وهربت لمكان ما كي تختبئ
    Eğer öleceklerini düşünürlerse, panikleyip, saldıracaklardır. Open Subtitles ,إذا فكروا بأنهم سيموتون فسيصيبهم الهلع وسيقاومون
    Aile panikleyip bizi aramış. Open Subtitles عائلته أصيبت بالفزع ، واتصلت بنا
    Bu adamın birden panikleyip kontrolü kaybetmesi olası görünmüyor. Open Subtitles يبدو غير محتمل ان يتملك الذعر هذا الرجل بشكل مفاجىء و يفقد السيطرة
    Görgü tanıklarının ifadelerine göre, katılımcılar, ...panikleyip sağa sola koşuşturarak, olayların anlaşılmasını ve yetkililerin... Open Subtitles كما وصف الشهود الذين اصابهم الذعر والذين هرعوا في عدة اتجاهات في آن واحد مما يجعل من الصعب التأكد بالضبط ما حدث
    Görgü tanıklarının ifadelerine göre, katılımcılar, ...panikleyip sağa sola koşuşturarak, olayların anlaşılmasını ve yetkililerin... Open Subtitles كما وصف الشهود الذين اصابهم الذعر والذين هرعوا في عدة اتجاهات في آن واحد مما يجعل من الصعب التأكد بالضبط ما حدث
    Romantik bir gece için can attığını söyledi ben de panikleyip "ha, ha, ha" diye bağırdım. Open Subtitles لقد قال انه يريد ان يقضي معي امسيه رومانسيه وانا ذعرت وصرخت LOL
    Sonra panikleyip, saçmalıyoruz Open Subtitles لكن عندما ينوي الشخص تغيير علاقته هذا بسبب الخوف وبعد ذلك الهلع
    İnsanlar silahı gördüğünde panikleyip sağa sola kaçışmış. Open Subtitles وعندما رأى الأفراد السلاح انتابهم الهلع و هربوا
    Sadece panikleyip nöbet geçirdin! Open Subtitles ‫أصابك الهلع وأصبت بنوبة!
    Olmak istediğin yerde değilsin diye panikleyip duramazsın. Open Subtitles لا يجب عليك أن تستمري بالفزع لأنك لست بالمكان التي تريدينه...
    Sonra biraz panikleyip dolabın içine koştum. Open Subtitles وأُصبتُ بالفزع قليلاً انطلقت للخزانة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus