"pantolonunun" - Traduction Turc en Arabe

    • بنطالك
        
    • سرواله
        
    • بنطاله
        
    • سروالك
        
    • ملابسك الداخلية
        
    • السراويل
        
    • البنطال
        
    • لبنطال
        
    • بنطلونك
        
    • ببنطالك
        
    • ملابسكَ الداخلية
        
    • سروالة
        
    Griffin, beni pantolonunun üzerinde olduğunu inandırana kadar sana doğru bakmayacağım. Open Subtitles جريفن , انا لن انظر اليك حتى تؤكدلي انك لابس بنطالك
    Tatlım, sende olup bende olmayan tek şey pantolonunun içindeki. Open Subtitles عزيزى، الشئ الوحيد الذى تملكه وليس عندى، ما بداخل بنطالك
    Her darbe, her çığlık, pantolonunun içine her damla işemek. Open Subtitles كل ضربة، كل الصراخ، كل قطرة من شخ في سرواله.
    Richie'nin pantolonunun bilek hizasındaki şu sarı yapışkan tozu görüyor musunuz? Open Subtitles كما تريان هذا المسحوق الأصفر الدبق على بنطاله منتشراً بارتفاع الكاحل؟
    Eğer bir iş adamıysan neden pantolonunun arkasında lanet bir silahın var? Open Subtitles تعرف، إذا أنت رجل أعمال، لماذا لديك مسدس في ظهر سروالك اللعين؟
    pantolonunun üzerinden sesin gelmiyor. Open Subtitles ما هذا ؟ أنا لا استطيع سماعك من خلال بنطالك
    pantolonunun bu durumu görmesinden utandığın için mi çıkardın? Open Subtitles و بعض الجوز هل كنت مُحرج كثيراً لذا لم تدع بنطالك يشاهد ؟
    Eğer ellerini bir daha pantolonunun içinde görürsem seni bağlayıp lanet olası gardıroba tıkacağım. Open Subtitles لو رأيت يديك ترقص في بنطالك مرة أخرى أنا سوف أقيدك و أرميك في خزانة الملعونه
    Eee, pantolonunun üstünde olup olmadığını söylemek ister misin? Open Subtitles هل تريد ان تخبرنى أذا ما أبقيت بنطالك فى مكانة ؟
    Hey, Robbie, sana pantolonunun beden ölçüsünü söyleyim mi? Open Subtitles مرحبا, روبي, اريد ان اسألك ما قياس بنطالك
    Çünkü ortalama bir erkek... sağa sola savrularak yürür ve pantolonunun içindeki yüzünden. Open Subtitles لان الذكر المتوسط من الرجال يتجول معة طفل داخل سرواله. بعمر سنتان فى تلك المنطقة
    Siyah kabzalı gümüş renkli bir silahtı pantolonunun içine sokmuştu. Open Subtitles لدي... صورة مسدس فضي مع قبضة سوداء دس في سرواله
    pantolonunun arkasına soktuğu siyah kabzalı, gümüş renkli bir silah taşıyordu. Open Subtitles كان لديه مسدس فضي مع قبضة سوداء مدسوس خلف سرواله
    Onu tüm gün boyunca elleri pantolonunun içinde dolaştığını görüyorum. Open Subtitles فقط أراه يتمشى في الجوار ويديه داخل بنطاله كل الوقت
    Döşemenin üzerindeydiler ve çocuğun pantolonunun önü çözüktü. Open Subtitles كانا على الأرضية وسحّابة بنطاله مفتوحة، ومع ذلك كانت مرتدية ملابسها
    Lanet olsun dostum! Adamın üstünde 15.000. bir çek var. pantolonunun cebinde 15.000. Open Subtitles اللعنة يمتلك شيكاً ب 15 ألفاً في جيب بنطاله
    Elim pantolonunun içindeki koca dağın üstünde ve şu an seni soyuyorum. Open Subtitles يدي على ذلك الجبل الكبير الذي بداخل سروالك وانا افتح سحابك الان
    Malını pantolonunun içinde, gözünü de ganimette tut. Open Subtitles ابقي على عضوك في سروالك وعيونك على الجائزة
    pantolonunun içine elini sok ve aletini dışarı çıkar. Open Subtitles عليك ان تصل الى سروالك وتسحب عضوك للخارج ايتها العاهرة
    Eşcinsel olma durumunu da düşünerek şu çorapları pantolonunun altına koy. Open Subtitles ضع هذي الجوارب تحت ملابسك الداخلية في حال انه منحرف
    pantolonunun nerede olduğunu bilmiyorum ama iç çamaşırın ocaktaki çaydanlığın içindeydi. Open Subtitles أنا لا أعرف حيث السراويل الخاصة بك، لكننا لم نجد الملابس الداخلية الخاصة بك في وعاء على الموقد.
    pantolonunun paçaları ıslaktı, kirlenmişti. Open Subtitles البنطال كان مدسوساً في الأسفل مغطى بالتراب
    Bunu, kurbanın pantolonunun arka cebinde buldum. Open Subtitles وجدتُ هذه بداخل الجيب الخلفي لبنطال الضحية
    pantolonunun paçasını yukarı kaldır. Open Subtitles انها ليست من ستة الي واحد ارفع بنطلونك لتظهر الساق.
    Bunun pantolonunun içine sok. Open Subtitles -نعم,الصق هذا ببنطالك
    Sikin pantolonunun dışına sarkıyor. Open Subtitles حسنا, قضيبك يبرز خارج ملابسكَ الداخلية.
    'Kızım, pantolonunun ceplerini karıştır.' dedi. Open Subtitles شىء اخبرنى , يا فتاة اذهبى و فتشى فى سروالة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus