| Kızım, benim papağanım sensin. | Open Subtitles | . باكي ، أنتِ الببغاء الخاص بي |
| Süper ırkçı papağanım Tyler'i hatırladınız mı? - Selam Tyler! | Open Subtitles | تتذكرون الببغاء العنصري تايلر |
| Özellikle papağanım konuşmayı bırakmaya karar verdiğinden beri. | Open Subtitles | وخاصة منذ أن قرر ببغائي التوقف عن الكلام. |
| Bu papağanım Paulie. Konuşmayı öğretiyorum. Konuş. | Open Subtitles | وهذا ببغائي بولي ، أنا أعلمه الكلام ، تكلم |
| Bu papağanım, Igor. | Open Subtitles | - هذا بغبغائي ، أيجور |
| Ve bir de... papağanım var, "I Gotta Be Me"yi söylüyor. | Open Subtitles | أعمل حاليا مع ببغاء يغني " يجب أن أكون أنا " |
| Aslında bir papağanım vardı, ama uzmanlık alanım kanişlerdir. | Open Subtitles | لا. لقد كان عندي ببغاء. أما الان فأنا مهتم بالأنياب. |
| Bu da benim papağanım. | Open Subtitles | انها مجرد بلدي الببغاء. |
| Yani, boşanmama neden oldu, battım, papağanım öldü. | Open Subtitles | أعني ، لقد كان يقف بجانبي في أمور الطلاق والإفلاس وفاة ببغائي |
| - papağanım mı? | Open Subtitles | ببغائي |
| Bu işin içinde eşim, arkadaşım, kankam, uzaktan arkadaşım, mektup arkadaşım, papağanım, anlamlı konuşmalar yapan biri, güzel bir kucaklaşma ya da göz teması olsa bile değişmez. | Open Subtitles | أو زوجة أو صديق أو حبيبة أو معرفة عابرة أو صديق مراسلة أو ببغاء أو محادثة ذات مغزى أو عناق وجيز أو اتصال بصري |
| Daha çığırtkan ve ahlaksız oluyorum bir de papağanım olmuyor tabi. Özür dilerim. Haydi, annen sana bir omlet yapsın. | Open Subtitles | عدا انك اصخب واخبث وبلا ببغاء اعتذر دعي والدتك تعد لك بيضا مقليا؟ |