Eğer bu ağı tümüyle çözebilirsen en küçük atom altı parçacıkların hareketlerine indirgeyebilirsen.. | Open Subtitles | فلو استطعت ان تفهم تلك الشبكه بكاملها حتى حركة اصغر الجسيمات دون الذريه |
İIginç olayların hepsi merkezde, parçacıkların çarpıştığı noktada meydana geliyor. | Open Subtitles | كل الأشياء الممتعة تحدث في المنتصف هنا حيث تتصادم الجسيمات |
Öyleyse parçacıkların kütleleri, kuvvetlerin direnci, ve en önemlisi, karanlık enerjinin miktarı bu ekstra boyutların şekli tarafından belirlenecektir. | TED | لذلك فإن كميات الجسيمات ، ونقاط قوتها والأكثر أهمية ، كمية الطاقة المظلمة يتم تحديدها بشكل الابعاد الاضافية |
Son olarak parçacıkların kutuplar üzerine gitmelerini sağlayabiliriz,... ...böylece iklim mühendisliğini iyice kutuplara odaklı şekilde ayarlayabiliriz. | TED | و أخيرا, يمكننا أن نجعل الجزيئات تهاجر إلى القطبين, فيمكننا أن ننظم الهندسة المناخية لتركز على القطبين. |
Yüksek sıcaklık, parçacıkların daha hızlı hareket etmesi anlamına gelir. | TED | فدرجات الحرارة العالية تعني حركة جزيئات اكثر و اسرع |
Bir hipotezle başladım, bilinen parçacıkların evrenin keşfettiğimiz sınırlarının ötesinde bile var olan tek parçacıklar olduğu hipotezinden. | TED | بدأت بافتراض, أن الجسيمات المعروفة هي كل موجودة في الكون, حتى ابعد من المجال الذي استكشفناه حتى الان. |
Ve bu parçacıkların fizik kuralları bütün evrende geçerlidir, ve evrenin tarihi ile oldukça bağlantılıdır. | TED | والقوانين التي تكون عليها هذه الجسيمات صالحة عبر الكون، وهي مرتبطة بشدة مع تاريخ الكون. |
Varsayım şu ki, temel yasa gerçekten tüm parçacıkların birleştirilmiş kuramının formunu alır. | TED | الإفتراض هو أن القانون الأساسي يأخذ شكل النظرية الموحدة لكل الجسيمات. |
parçacıkların hızı sahip oldukları sıcaklığın bir ölçüsüdür. | TED | الآن، تمثل سرعة الجسيمات مقياسا للحرارة. |
Ve şimdi gözlerinizi bu parçacıkların hızlarının istatistiklerine bakmak için açın. | TED | الآن افتحوا أعينكم لإحصائيات سرعات هذه الجسيمات. |
Bu eğri bize parçacıkların hızının istatistiklerini aynı bir demografik eğrinin bireylerin yaşını gösterdiği gibi gösteriyor. | TED | هذه المنحنى يخبر عن إحصائيات سرعات الجسيمات بنفس طريقة المنحنى الديموغرافي في الإخبار عن إحصائيات أعمار الأفراد. |
Aslında, bu terimlerin her biri parçacıkların bazılarını ifade ediyor. | TED | فى الاساس، كل واحد من هذه المصطلحات يشير الى بعض الجسيمات |
Ayrıca parçacıkların hareketlerini kontrol eden gücü etkileşimlerini ve dünyaya şekil vermek için birbirlerine bağlanmalarını içeriyor. | TED | ويشمل كذلك القوى التي تنظم كيف تتحرك الجسيمات وتتفاعل وترتبط ببعضها لتشكّل العالم من حولنا. |
Tüm bu parçacıkların karşıt yükü olan, fakat özdeş olan karşıt versiyonları var. | TED | كل هذه الجسيمات لها أيضًا نُسخ مادة مضادة والتي لها الشحنة المعاكسة ولكنها مطابقة في سوى ذلك. |
Bu da kütle çekim alanıdır ki bu alan, sadece parçacıkların değil ışığın da yörüngesini saptırır. | TED | وهي أن مجال الجاذبية ، وبسبب الكتلة ، يسبب انحرافا ليس في مسار الجسيمات فقط ، بل في مسار الضوء أيضا. |
Yakından bakarsak, bu parçacıkların hep çiftler hâlinde olduğunu görürüz; tıpkı ikizler gibi. | TED | ولو نظرنا بشكل أقرب، فسنلاحظ أن هذه الجزيئات تكون دائماً على شكل أزواج مثل التوائم. |
Bunun nedeni, parçacıkların daima bir karşıt eşlerinin yani antiparçacıklarının olması ve onlarla birlikte, tam olarak eşit miktarda üretilmeleridir: 50/50. | TED | ذلك أن الجزيئات يوجد نظيرٌ لها دوماً هو مضاد للجزيئات، وتنتج كل من تلك الجزيئات بصورة متساوية مناصفة. |
Efendim, gördüğümüz şey, onlar gözü bombaladıkça atomaltı parçacıkların bozulması olabilir. | Open Subtitles | سيدي، قد نرى إنحطاط الجزيئات الذرّية بينما يقصفون الدرع |
Solucan deliği ve sizin metal engeliniz arasındaki boşluk yüksek enerjili parçacıkların birleşmesi için yeterli olabilir. | Open Subtitles | الفضاء بين درعك المعدني والثقب الدودي قد يكون كافي لتكتمل جزيئات الطاقة العالية |
Bulutlar, mikroskopik su damlacıkları veya buz kristalleri küçük parçacıkların etrafında kaynaştığında oluşur. | TED | تتشكل الغيوم حين تتجمع قطرات الماء الدقيقة أو بلورات الثلج حول جسيمات صغيرة. |
Burada gördüğümüz parçacıkların ani bir patlama ile hiçbir yerden kabarcık odasının sıvısına girmesi. | Open Subtitles | ما تراه هنا هو إنفجار مفاجيء للجسيمات من اللاشيء في سائل من غرفة فقاعات |
Bu parçacıkların hareketleri tamamen hatasızdır. | Open Subtitles | سلوك هذه الجسيميات هو واضح تماما |
Tayflar dünyasıdır, parçacıkların aynı zamanda yayılan dalgalar gibi davrandığı. | TED | عالم من الخيالات، حيث يتسنى للجزيئات أيضاً التصرف مثل الموجات المنتشرة. |
Başka şekilde ifade edersek bu parçacıkların... kafesler arasında farklı yönlerde hareketi... açıya göre farklı enerji gerektirir. | Open Subtitles | و بطريقة أخرى لقول ذلك هو أنَّ الجُسيمات المتحركة بإتجاهات مختلفة على الشبكة سيملكون طاقة تعتمِدُ .على الزاوية |
Arkanızdan sıcak ve sulu bir rüzgar eser ve toprağın kokusu, buğday çim ve diğer heyecan veren parçacıkların kokusu | TED | هناك ريح رطبة دافئة تعصف من خلفك ورائحة الأرض، والقمح، والحشائش والجزيئات المشحونة. |