"para toplamaya" - Traduction Turc en Arabe

    • جمع المال
        
    • نجمع المال
        
    Jefferson'a yeni bilgisayar almak için para toplamaya çalışıyorum. Open Subtitles أحاول جمع المال . لشراء حاسب جيفيرسن الجديد
    Bunu bu yuzden duzenliyoruz. Onun icin para toplamaya calisiyoruz. Open Subtitles هذا كلّ ما عليه الأمر، نحاول جمع المال لأجلها
    Aksi takdirde, bunu bu yüzden düzenliyoruz. Onun için para toplamaya çalışıyoruz. Open Subtitles هذا كلّ ما عليه الأمر، نحاول جمع المال لأجلها
    Amsterdam'a eğitim gezisi için para toplamaya çalışıyoruz. Open Subtitles نحن نحاول أن نجمع المال لرحلة حقل في امستردام
    Diğer çocuklarla da konuştum, ve sosyal grubu kurtarmak için aramızda para toplamaya karar verdik. Open Subtitles لقد تحدثت مع الاخرين وقررنا ان نجمع المال بأنفسنا للحفاظ على المجموعه الاجتماعية
    Bir hastam için para toplamaya çalışıyorum ama pek iyi gittiği söylenemez. Open Subtitles -أحاول فقط جمع المال من أجل مريض -لكن الأمر لا يسير جيداً ، -تعلمين، في الأيام الخوالي ..
    Bu akşam para toplamaya çalışıyoruz, harcamaya değil. Open Subtitles نحن نحاول جمع المال الليلة، لا إضاعته.
    Ama eğer bu mantıksal yani bağış toplamaya yapılan yatırımın daha fazla fon kazanmaya ön ayak olduğu bir Dünya ise o zaman kesinlikle işleri tersten anlamışız demektir. ve dolayısı ile para toplamaya daha az değil daha çok yatırım yapmamız gerektiği aşikar, zira bağış toplama o kadar önem atfettiğimiz dava için toplanabilecek parayı katlayabilecek potansiyele sahip yegane şey. TED لكن هذا العالم منطقي. حيث انه عندما نستثمر في جمع المال تجعل المال المجموع اكثر و تجعل الفطيرة اكبر لقد اخذناها بالمعكوس و يجب علينا استثمار مزيد من المال ليس اقل في جمع التمويل. لأن حفل جمع التبرعات هو الشيئ الوحيد الذي له المقدرة على مضاعفة المال المتوفر للقضية التي نهتم بها كثيراً
    Jefferson'a yeni bilgisayar almak için para toplamaya çalışıyorum. Open Subtitles نحاول جمع المال لشراء حاسبات (جيفيرسن) الجديد
    para toplamaya çalışıyoruz. Open Subtitles نحاول جمع المال
    Ve ben bu şirketi gayet iyi tanıyordum, çünkü, John Heinz, bizim ABD senatörümüzdü-- o çok trajik bir uçak kazasında öldürüldü-- benim yeni bir bina yapma hayalimi duymuştu, çünkü ben bir çöp poşeti içinde taşıdığım mukavvadan kutumla Pittsburgh'da yürüyüp duruyor ve para toplamaya çalışıyordum. TED وصادف انني اعرف هذه الشركة جيدا وذلك ان جون هاينز، كان عضو مجلس الشيوخ الامريكي-- الذي قتل في حادث طائرة مأساوي -- كان قد سمع برغبتي في بناء مبنى جديد لأنني كنت احمل صندوقا من الورق المقوى وضعته داخل كيس قمامة وكنت اسير في جميع انحاء بيتسبيرغ، احاول جمع المال لهذا الموقع.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus