"paradoksu" - Traduction Turc en Arabe

    • المفارقة
        
    • تناقض
        
    • التناقض
        
    • مفارقة
        
    Bu yüzden, bu paradoksu önleyecek bir şeyin her zaman gerçekleşeceğini düşünüyorum. Open Subtitles لذا أعتقد أن شيئا ما سيحدث دائماً لمنع حدوث هذه المفارقة
    Olabilir. Tardis bu paradoksu kaldırabilir. Open Subtitles ربما ينجح ذلك يمكن للتارديس تحمل المفارقة
    paradoksu önlemeniz zamansal fırtınanın çekilmesini sağladı. Open Subtitles منع حدوث المفارقة نتج عنه تراجع للعواصف الزمنية
    İçimdeki filozof bu paradoksu öneriyor: Tavsiyeleri takip etmeyi bırakmanızı tavsiye ediyorum. TED لذلك الفيلسوف الذي بداخلي يمكنه الآن أن يقدم تناقض أنصحك فعلاً بالتوقف عن العمل بالنصائح.
    Biliyorsun, teknik olarak çoktan gelecekte olacakları değiştirdiğimiz için bir zaman paradoksu yaratmanın tehlikesi yok. Open Subtitles كما تعلم، لن يكون خطر في خلق تناقض زمني لأنّنا قد غيرنا الأحداث المستقبلية بالفعل
    Buna oy birliği paradoksu denir. TED وهذا ما يسمى التناقض الظاهري في الإجماع.
    Bu açıdan baktığınızda oy birliği paradoksu aslında o kadar da paradoks değil. TED حين تنظر للأمر على هذا النحو، فإن التناقض حينها في الإجماع ليس متناقضاً في الواقع.
    1975'deki paradoksu durdurduk dışarıdaki kızıl anormallikleri yavaşlattık. Open Subtitles 75 أوقفنا المفارقة في أبطأنا الشذوذ الأحمر في الخارج
    Ama başarılı olup paradoksu durdurursanız zaman değişecek ve meydana gelen tüm yıkım yaşanmamış olacak. Open Subtitles لكن إذا نجحتم في إيقاف المفارقة الزمنية، سيتغير الزمن وكل الدمار الحادث هنا سيتم إلغاء حدوثه.
    1957'ye gidip paradoksu durdurmalısın. Open Subtitles أنت تحتاج للتأهب للعودة وإيقاف هذه المفارقة.
    Dünya'yı yok edecek paradoksu durdurmak için sadece iki günümüz var ve elimizde tek bir ipucu bile yok. Open Subtitles تبقّى لنا يومان فقط لإيقاف المفارقة الزمنية التي ستُدمّر العالم، ولا نملك أثراً واحداً.
    Ama unutma, geri gidip paradoksu durdurabilirsin ama sakın Titan'a gitme. Open Subtitles لكن إذا أوقفتَ المفارقة الزمنية ووجدتنفسكفي زمنكالأصلي.. لا تذهب إلى "تايتن".
    Ve bu paradoksu görmeyi ve hatta anlam vermemizi zorlaştıran şey nicelleştirme önyargısı olarak adlandırdığım ölçülemez olan yerine ölçülebilir olan şeye değer biçme bilinç dışı inancıdır. TED وما يجعل من الصعب رؤية هذه المفارقة وحتي يركز انتباهنا عليه هو أن لدينا ما أُسميه الانحياز الكمي، وهوالاعتقاد اللاإرادي بتصديق ما يمكن قياسه عن ما لا يمكن قياسه.
    Bu paradoksu anlamak için öncelikle "bilgi" ile ne kastettiğimizi tanımlamamız gerek. TED لفهم هذه المفارقة اللغز، سنكون بحاجة إلى تحديد مدلول مصطلح "المعلومات" في المقام الأول.
    Ama bunun gibi bir paradoksu yaratmak hayal bile edilemeyecek bir güç ister. Open Subtitles لكن لخلق تناقض مثل هذا سيأخذ طاقة لا يمكن تصورها
    Zaman paradoksu falan varsa diye sana söyleyeyim dedim işte. Open Subtitles ظننت أنه عليّ أن أخبرك في حال وجود تناقض زمني أو ما شابه
    Seçim paradoksu konseptiyle alakalı bir trend. TED إنها مرتبطة بمفهوم تناقض الاختيار.
    - Oral seks paradoksu. - Oral seks paradoksu! Evet! Open Subtitles تناقض الجنس الفموي تناقض الجنس الفموي
    İçeride paradoksu yok ettiğimi de hesaba kattın mı? Open Subtitles وما الذي وضع لديك الافتراض لتتفادى ذلك التناقض هناك؟
    Zamanda seyahatle ilgili en bilinen uyuşmazlıklardan biri de "büyükbaba paradoksu" olarak bilinenidir. Open Subtitles من أشهر الأمثلة على هذا النوع من التناقض في عملية السفر عبر الزمن تُدعى مفارقة الجد
    Sosyologlar bu durumu yaşlanma paradoksu olarak tanımlıyorlar. TED الآن، يطلق علماء الاجتماع على هذا الأمر اسم مفارقة الشيخوخة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus