Buraya ne zaman gelsem sıradan bir müşteri gibi kahvenin parasını ödeyeceğim. | Open Subtitles | لاأعرف ماذا أقول أنا فقط متوتر سأدفع ثمن قهوتي |
Yemeğin parasını ödeyeceğim ama götür bunları lütfen. | Open Subtitles | سأدفع ثمن الطبق لكن خذه معك من فضلك |
- parasını ödeyeceğim. - Köri maymunu mu? Neden bahsediyorsun sen? | Open Subtitles | سأدفع ثمنها - ما الذي تقوله ، أي "قرد" ؟ |
Bu bir yanlış anlaşılma, hepsi bu. Kameranın parasını ödeyeceğim, tamam mı? | Open Subtitles | هذا سوء تفاهم، هذا هو كلّ شيء، سأدفع مقابل الكاميرا، حسناً؟ |
Gözlüklerin parasını ödeyeceğim. | Open Subtitles | انظر، سأدفع من أجل النظارة الشمسية. |
Tabi parasını ödeyeceğim. | Open Subtitles | واللذي أنوي دفع ثمنه بالطبع |
Kızınıza da söylediğim gibi, atın parasını ödeyeceğim. | Open Subtitles | كما أخبرت أبنتك سأدفع ثمن الحصان |
Çamaşırhanedeki pencerenin parasını ödeyeceğim. | Open Subtitles | سأدفع ثمن النافذة التي بغرفة الغسيل |
Pudingin parasını ödeyeceğim! | Open Subtitles | سأدفع ثمن الهلام |
Özür dilerim. parasını ödeyeceğim. | Open Subtitles | آسفة ، سأدفع ثمن التصليح |
Peki, parasını ödeyeceğim sonra ne olacak? | Open Subtitles | إذن هل سأدفع ثمن التصليح ؟ |
Bu hırsızlık değil ki. parasını ödeyeceğim. | Open Subtitles | . إنها ليست سرقة . أنا سأدفع ثمنها |
parasını ödeyeceğim! | Open Subtitles | سأدفع ثمنها. |
Hayır. Elindeki herşeyin parasını ödeyeceğim. | Open Subtitles | لا، سأدفع مقابل كل ما لديك. |
Her şeyin parasını ödeyeceğim. | Open Subtitles | سأدفع من أجل كل شيء |
Tabi parasını ödeyeceğim. | Open Subtitles | واللذي أنوي دفع ثمنه بالطبع |