| O parfümden biraz koklamak için sana katedral bile yapabilirim. | Open Subtitles | أنا ربما أبني لك كثيدرالية من اجل شمة صغيرة من ذلك العطر |
| Örneğin, gömleği odasındaki ucuz parfümden kokuyor. | Open Subtitles | على سبيل المثال، رائحة قميصه مثل رائحة العطر الرخيص في غرفته. |
| Ceketinde kokladığım parfümden hatırladım. | Open Subtitles | أنا أتذكر من رائحة العطر على جاكتتك |
| Siteme parfümden kişilik analiziyle ilgili bir yazı yazdım. Göz atmalısın! | Open Subtitles | لقد كتبت موضوعاً عن العطور والشخصيات في موقعي الالكتروني، عليكِ أن تلقي نظرة عليه |
| İkinizin de sevdiği parfümden getirdim. | Open Subtitles | احضرت لكم على حد سواء بعض من تلك العطور تريد. |
| Ceketinde kokladığım parfümden hatırladım. | Open Subtitles | انا اتذكر من رائحه العطر على جاكتتك |
| Neden gidip yıkanmıyorsun? Üzerindeki parfümden kurtul. | Open Subtitles | عندما تذهبي للتسوق أحضري لي ذلك العطر |
| Neden gidip yıkanmıyorsun? Üzerindeki parfümden kurtul. | Open Subtitles | عندما تذهبي للتسوق أحضري لي ذلك العطر |
| Sevdiğin iç çamaşırı giyiniyorum ve seni azdıran parfümden aldım. - Bak acil durum var, hastaneye gidiyorum. | Open Subtitles | وأضع العطر الذي يجعلك شبقاً - لدي حالة طارئة وأنا في طريقي للمستشفى - |
| O parfümden nefret ederim. | Open Subtitles | أكره ذلك العطر. |
| Luvlee,sanıyorum. parfümden tanıdım. | Open Subtitles | لفولي ، افترض اني أعرف العطر |
| Yani Ryan çok şeker. Ayrıca parfümden de pek çekinmiyor. | Open Subtitles | أعني أن (رايان) جميل للغاية بجانب أنه ليس خائف من العطر |
| Paul'un ona verdiği bu parfümden nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره ذلك العطر الذي أعطاها "بول". |
| Şey... bu parfümden. | Open Subtitles | انه العطر |
| - Oh, parfümden nefret ederim. | Open Subtitles | -أوه، أكره العطر . |
| Sen parfümden nefret edersin. | Open Subtitles | انت تكرهين العطور |