Parmaklarındaki peynir parçacıklarını peynir tadıyla ilişkilendirmen gibi. | Open Subtitles | مثل فتات الجبن الموجوده على أصابعك هى صله لطعم الجبن |
Parmaklarındaki mürekkep daha kurumamış bile. | Open Subtitles | الحبر على أصابعك لم يجف بعد |
Piyanoyu çalan Parmaklarındaki sihir değil mi yoksa? | Open Subtitles | لا السحر في أصابعك تبدأ اصابع البيانو باللعب؟ |
Piyanoyu çalan Parmaklarındaki sihir değil mi yoksa? | Open Subtitles | لا السحر في أصابعك تبدأ اصابع البيانو باللعب؟ |
Casselli, Parmaklarındaki mürekkep kurumadan hapishaneden çıktı. | Open Subtitles | لقد كان د كاسيلى ياتى و يخرج من السجن قبل ان يجف الحبر على بصمات أصابعه |
Parmaklarındaki bıçaklarla. | Open Subtitles | و هو يحاول مهاجمتي دوماً بـ السكاكين التي على أصابعه |
O sabah Parmaklarındaki şekeri yaladığını gördüm ve tabii sen Brighton Beach'te yaşamıyorsun. | Open Subtitles | رأيتك تلعق السكر على أصابعك ذلك الصباح (ولا تعيش في (برايتون بيتش |
Parmaklarındaki yağ zarar verebilirdi. | Open Subtitles | الزيت على أصابعك قد يفسدها |
Boynu kırılmıştı. Her iki kolu da öyle. Parmaklarındaki tüm kemikler... | Open Subtitles | لقد تحطم عنقه، و ذراعاه، و كل عظام أصابعه... |
Belki Parmaklarındaki deriyi kesmiştir | Open Subtitles | ريما جراح البشرة علي أطراف أصابعه |
Çelik gibi kavramasıyla Parmaklarındaki kuvvetle tanınırdı. | Open Subtitles | إنّه معروفٌ بـ "ذو القبضة الحديدية"، إذ أن قوّة أصابعه خارقة للعادة. |
Soren bisikletçi olduğu için Parmaklarındaki kılları alır. | Open Subtitles | سورين الحلاقة أصابعه لركوب الدراجات. |
Parmaklarındaki kire bak anne. | Open Subtitles | إنظرى كيف أصابعه سوداء يا أمى |