Parthenon, Piramidler karayolları, fabrikalar hepsi aynıydı. | Open Subtitles | البارثينون الأهرامات، الطريق السريع، المصانع، كل شئ كان متشابها |
Hepiniz yarın Parthenon'daki Centennial Park'a gelin. | Open Subtitles | حسنا سوف تظهر غدا في الحديقة المركزية في البارثينون. |
Trout'a söz verdiğin gibi git ve gösterini tamamla ben de Parthenon'da şarkı söylemeni ayarlayayım. | Open Subtitles | هيا أنهي العرض مثلما قال لك تروات أن تفعلِ، وسوف أعد لك عقدا حتى تتمكني من الغناء في البارثينون. |
Amazon savaş sahneleri Atinalı Akropol'deki Parthenon Tapınağını süsledi. Amazonların tablo ve heykelleri tapınak ve halka açık alanları donattı. | TED | نُقشت انتصاراتهن على معبد بارثينون في أكروبولس أثينا، وزُينت المعابد والمرافق العامة برسوم وتماثيل الأمازونيات. |
Yunanlar, British Museum'da tutulan Parthenon Mermerleri'ni, bu klasik heykel koleksiyonunu geri almaya çalışıyor. | TED | تسعى اليونان وراء استرجاع بارثينون ماربلز، وهي مجموعة من المنحوتات القديمة التي يحتفظ بها المتحف الإنجليزي. |
Parthenon'da, Barbara Jean ile şarkı söyleyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الغناء في البارثينون مع باربرا جان. |
Barbara Jean ile Parthenon'da şarkı söyleyebilmek için herkesin ortasında bana striptiz yapmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان علي أن أتعرى هذه الليلة أمام كل أولئك الرجال. من أجل الغناء في البارثينون مع باربرا جان. |
Parthenon'a gelip, Barbara Jean ile şarkı söylememi izlemek ister misin? | Open Subtitles | تريد أن تراهن؟ أتريد أن تأتي إلى البارثينون و مشاهدتي و أنا أغني مع باربرا جان؟ |
British Museum'da, Zuni meselesinin daha büyük sorunlar yaratabileceği, Yunanistan'ın talebi olan Parthenon Mermerleri için tehlikeli bir örnek olabileceği söylendi. | TED | وفي المتحف البريطانى لقد تم تحذيرنا من أن قضية زوني ستشكل سابقة خطيرة لنزاعات أكبر، مثل رخام البارثينون التي تطالب بها اليونان. |
Parthenon sahnesi Bu isteğe bağlı. | Open Subtitles | خلفية البارثينون اختيارية |
Bu merdivenlerden yukarı çıkınca, Parthenon Tapınağı. | Open Subtitles | هذا الـ"البارثينون" فوق السلالم |
Parthenon'da neden bir köpek var? | Open Subtitles | لماذا يوجد كلب في "البارثينون" ؟ |
Harika bir gezi planladım: Daha önce hiç Acropolis veya Parthenon'a gitmemiştim. | Open Subtitles | لقد رتبت لنا رحلة مذهلة في الواقع، إنني لم أرَ من قبل ال(أكروبوليس) أو (البارثينون). |
Evet. Ve sabundan Parthenon tapınağı yaptım. | Open Subtitles | نعم, ولقد قمت بعمل نحتة لمعبد (البارثينون) من الصابون |
Parthenon, Pidas frizi. | Open Subtitles | معبد "البارثينون",نسيج (فيدياس) |
Bu yüzden Atina antik Yunan'ın en önde gelen şehri olarak, kendi görkemine yakışacak derecede büyüklükte bir tapınağa sahip olmak istemiş ve böylece Parthenon yaratılmıştır. | Open Subtitles | قد كانت (أثينا) أشهر المدن في (اليونان) القديمة، وأرادوا أن تحوي معبداً يناسب عظمتها، ولذا شيّدوا الـ(بارثينون). |
Geçen sene sadece Gentech Finans ve Parthenon'a 50 milyon doların üzerinde fatura kestin. | Open Subtitles | تعرفي، السنة الماضية، دفعت (أكثر من 50$ مليون بين( جينتك المالية نظم بارثينون) لوحدهم) |
Parthenon Tapınağı onun şerefine yapılmıştır. | Open Subtitles | ولقد بناها الـ"بارثينون" ليكرموها |
Parthenon Tapınağı'nı kaçırdığın için. | Open Subtitles | هذا لأنك لم تأتى إلى الـ"بارثينون" |
Parthenon'da buluşmayı kabul ettiler. | Open Subtitles | لقد وافقوا علي المُقابلة. في ال(بارثينون). |
Habis tümörlerin moleküler yapılarına baktığımda bana Parthenon tapınağındaki atlıların resmedildiği duvar süsünü anımsatıyor. | Open Subtitles | البنية الخلوية الكشمية تشبة موكب فرسان لوحة (بارثينون). |