| Etkilendiğim biriyle aynı ofisi paylaşmaktan endişe duyuyordum, ama asıl sorun rahatsız edici iş alışkanlıkları olan biriyle bir ofise tıkılmak. | Open Subtitles | لقد كنت قلقاً بخصوص مشاركة مكتب مع شخص منجذب إليه لكن المشكلة أن تكون متورط مع شخص في عادات العمل المزعجة |
| Fakat sonra, insanların EKT üzerinde aşırı olumsuz düşünceleri olduğunu görünce deneyimini paylaşmaktan vazgeçti. | TED | ولكن عندما أدركت أنّ لدى الكثيرين انطباعاً سلبياً عن العلاج بالصدمات الكهربائية، توقفت عن مشاركة تجربتها. |
| Verilerinizi paylaşma fikrine açık olmalısınız, ki bu web sitenizi ya da bilgisayarınızı paylaşmaktan çok daha büyük bir adımdır. | TED | لذا يجب أن نكون منفتحين لتقاسم البيانات، التي هي خطوة أكبر بكثير من مجرد مشاركة صفحة على الشبكة، أو من حاسبك. |
| Zamanla, eminim ki yatağınızı paylaşmaktan daha çok isteyeceği bir şey olmayacak. | Open Subtitles | مع الوقت، أنا متأكد أنها لن ترغب بشئ أكثر من مشاركتك الفراش |
| "Tele-hekimlik" çözümünü geliştirdik. Fikri mülkiyeti bize ait bu işle ilgilenmek isteyen herkesle bu çözümü paylaşmaktan mutluluk duyarız. Yine de kar edebilirsiniz. | TED | و صممنا حل التطبيب عن بُعد. هذا ملكيتنا و نحن سعيدون بمشاركة ما تعلمناه مع أي أحد من المهتمين. يمكنك أن تنتج أرباحا |
| İşinle ilgili meseleri paylaşmaktan mutluyum bebeğim. | Open Subtitles | أوه، هيا، ويسعدني أن أشارككم في عملك، فاتنة. |
| Doğruyu söylemek gerekirse, umurumda değil. Sahip olduğum her şeyi paylaşmaktan mutlu olurum. | Open Subtitles | في الواقع ، أنا لا أمانع أنا سعيد لمشاركة كل ما أملك |
| Sonuçları paylaşmaktan mutluluk duyarım. | Open Subtitles | سأكون سعيدة بمشاركتها معكم. |
| Fakat hepsine rağmen, onu sevmekten ya da Batı ile daha iyi ilişkilere olan tutkusunu paylaşmaktan asla vazgeçmedim. | Open Subtitles | لكن عبر كل المصاعب لم أتوقف يوماً عن حبه أو مشاركته الرغبة بعلاقات أفضل مع الغرب |
| Şimdi birlikte olmalıyız. Acını başkalarıyla paylaşmaktan hoşlanmayabilirsin ama bu normal, insanlar kayıplarında böyle davranırlar. | Open Subtitles | أنت لا تحب مشاركة الحزن, ولكنها الطريقة الطبيعية للتعامل عند الخسارة |
| Güçlü kadınlar tahtını paylaşmaktan gocunmaz, Gibbs. | Open Subtitles | النساء الجيدات لا يمانعن مشاركة عرشهن، غيبز |
| Hayır McGee! Diş fırçanı paylaşmaktan beterdir. | Open Subtitles | هذا أسوأ من مشاركة فرشاة أسنانك مع أحدهم. |
| Kişisel olarak, böylesine hassas bir bilgiyi sivil bir bilim adamı ile paylaşmaktan hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | شخصياً , أنا لا أحب فكرة مشاركة معلومات حساسة مع عالِم مدني |
| Senden farklı olarak kadınlarımı paylaşmaktan gocunmam. | Open Subtitles | على العكس منكَ، لا أمانع مشاركة نسائي مع اللآخرين |
| Evi paylaşmaktan bıktım usandım. Çünkü burada kalıyoruz biz. | Open Subtitles | سئمت من مشاركة المنزل, خصوصاً أننا سنبقى هنا |
| Sen ve senin tüm sıvı ve gazlarınla aynı odayı paylaşmaktan rahatsızım. | Open Subtitles | لقد سئمت من مشاركتك الغرفة معكلسوائلكوغازاتكالمقرفة. |
| Bu bilgiyi paylaşmaktan mutluluk duyarım ama kısasa kısas beklerim. | Open Subtitles | -سيسعدني مشاركتك معلومتي .. -ولكنني أتوقع أن تمنحني معلومة بالمقابل |
| Seninle sahip olduğum her düşünceyi ve duyguyu... paylaşmaktan güvenli hissetmiyorum. | Open Subtitles | حسنا ربما لا اشعر بالامان بمشاركة كل فكرة و شعور معك |
| Brown tezi konusunda yardım isteyince... bildiklerini paylaşmaktan gurur duydu. | Open Subtitles | براون اتى طالبا العون بشأن اطروحته و كان اكثر من سعيد بمشاركة معلوماته |
| Seninle yemeğimi paylaşmaktan zevk duyarım. Harika. Harika. | Open Subtitles | ـ أود أن أشارككم وجبة الطعام ـ رائع، رائع |
| Erkekler duygularını paylaşmaktan neden bu kadar utanıyor? | Open Subtitles | لماذا الرجال يُحرجون للغاية لمشاركة مشاعرهم ؟ |
| Sonuçları paylaşmaktan mutluluk duyarım. | Open Subtitles | سأكون سعيدة بمشاركتها معكم. |
| Ama sanırım sadece onu paylaşmaktan bıkmıştım. | Open Subtitles | ولكن أعتقد , انا فقط ... مللت من مشاركته |
| CA: paylaşmaktan kastın çok kişinin aynı anda seyahat etmesi mi yoksa bir tür akıllı araç paylaşımı mı? | TED | كريس: مشاركتهم تعني ركوب العديد من الأشخاص بوقت واحد في إحدى وسائل النقل التشاركي الذكية؟ |