Walter Payton'un tarif ettiği gibi o, dünyanın her yerinde yaygın olan bir tip. | Open Subtitles | كما وصفها والتر بايتون, الرأس التى تنتهى عندها كل العالم مشتركة |
- Onun gerçekten Payton olduğunu nereden bileceğiz? | Open Subtitles | ايدي ، وكيف نعرف ان الذي في الصورة هو بايتون ؟ هذا هو ، نعم هذا هو |
Danışmadaki güzel kız Bayan Payton'dur. | Open Subtitles | الآنسة بايتون البنت اللّطيفة في المكتب الأماميّ. |
Sharon Payton. | Open Subtitles | الإنتظار في الدقيقة. شارون بايتن. |
Payton, gidelim! | Open Subtitles | بيتون.. لنذهب.. |
2 yaşındaki Phoebe Payton'a göz kulak oluyordu. | Open Subtitles | كانت تجالس طفلة عمرها عامان إسمها فيبي بايتون |
Phoebe Payton bir şekilde amacına uygun çıktı. | Open Subtitles | و بطريقة ما فيبي بايتون تناسب ما يرغب به |
Bu noktada size Shane ve Melody Payton'ı tanıtmak istiyorum. | Open Subtitles | في هذه المرحلة أرغب بتقديم شاين و ميلودي بايتون |
Son kaçırdığı kişiler 23 yaşındaki Gina Mendes ve 2 yaşındaki Phoebe Payton ikisi de Los Angeles'tan ve hâlâ kayıplar. | Open Subtitles | أخر مختطفاته جينا مينديز البالغة من العمر 23 و فيبي بايتون البالغة سنتان |
Edith'in oğlu Payton da aynı sebepten dolayı isyan bayrağını çekti. | Open Subtitles | لكنها كانت علامة تنبيه لأبن إيديث بايتون |
Ama şu çocuk, Payton annesi hakkında konuşmak istedi. | Open Subtitles | لكن هذا الشاب ، بايتون كان يرغب في التحدث عن والدته |
Payton iyi bir çocuktu ama okulu asıp uyuşturucuya başladı. | Open Subtitles | أنظروا ، أن بايتون كان فتى جيد لكنه بدأ في مقاطعة الدروس وتعاطي المخدرات |
Payton, cinayet gecesi Edith'i tehdit etti. | Open Subtitles | قام بايتون بتهديد إيديث ليلة وقوع الجريمة |
Odasının aşırı derecede düzenli oluşuna bakılırsa Edith'in Payton'ı reddetme gibi bir niyeti yok. | Open Subtitles | إذاً ، وفقاً لجيفيري إيديث لم يكن لديها أي نية عن عزل بايتون ، وموضوع أن غرفته كانت لو أنها أحتفظ بها بكل عناية |
Yani Payton, cinayet gecesi barda olmayabilir. | Open Subtitles | لذا ، ربما لم يكن بايتون في البار ليلة القتل |
Payton, cinayet gecesi barda olduğunu söyleyen Tracy Lassin ile ilişkin olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | بايتون ، أعلم عن طبيعة علاقتك بترايسي لايسن ، الأمر الذي يجعل من حجة غيابك موضع للشبهة ليلة أرتكاب جريمة القتل |
Payton arabanın üzerine çıkmaya çalışıyor, yine de masum olduğunu düşünüyorsun? | Open Subtitles | إذاً ، حاول بايتون دهسك بسيارته ومازالتِ تعتقدين بأنه بريء؟ |
Boğuşmanızın ardından Memur Payton seni götürmüş ve gözaltı işlemlerini yaptırmış. | Open Subtitles | بعد غبارِكَ فوق مَع الملازم أوّلِ Caine أنت أُخِذتَ مِن قِبل الضابطِ بايتن للحَجْز. |
Daha önce hiç kapıya bakmamış, Bayan Payton. | Open Subtitles | إنه لم يحرس باباً من قبل يا سيدة (بايتن). |
Payton işlerini bitirmiştir onların. | Open Subtitles | حسنا لقد اهتم بهم بيتون |
Hayır ahbap. Walter Payton gibi, değil mi? | Open Subtitles | لا يا صاح إنه مثل (والتر بيتون) ، صحيح ؟ |
Payton'ın muhtemelen lise sondan kalma resimlerini buldum. | Open Subtitles | وجدت هذه الصور لبايتون من الأرجح انها للسنة الأخيرة في الثانوية العامة |
Pekala, gidip yukarıda Payton'a bir şey göstermem gerekiyor. | Open Subtitles | (حسناً ، علي الذهاب لأُرِيَ (بيتن شيئ في الطابق العلوي |