"peşine düşmek" - Traduction Turc en Arabe

    • مطاردة
        
    • ملاحقة
        
    • السعي وراء
        
    • لمطاردة
        
    • ملاحقته
        
    • لملاحقة
        
    • للسعي وراء
        
    Gerçeği öğrenene kadar insanların peşine düşmek benim işim. Open Subtitles فوظيفتي هي مطاردة الناس حتى أحصل على الحقيقة
    Bir katliamcının peşine düşmek kulağa çok emniyetli geldiği için almayayım ben. Open Subtitles بقدر ما تبدو مطاردة سفّاح آمنة جدّاً إلاّ أنّني سأرفض عرضكِ، أشكرك على تجربة الأداء
    Tek yapmak istediği Cody'nin peşine düşmek. Open Subtitles كل ما يريد القيام به هو ملاحقة كودي في الأرجاء.
    - Elini çabuk tut. İzler soğumadan Kar Kraliçesi'nin peşine düşmek istiyorum. Open Subtitles بسرعة، أريد ملاحقة ملكة الثلج قبل أنْ يبرد الأثر
    Jim, hey. Flass'in peşine düşmek zaten kötüydü. Open Subtitles مهلاً يا (جيم)، السعي وراء (فلاس) كان سيئاً مسبقاً
    Hayır, hatırladığım kadarıyla çalışanlarınızın peşine düşmek benim işim değildi. Open Subtitles لا، آخر مرة راجعت، لم يكن عملي لمطاردة موظفيك.
    Sadece aynı ismi paylaşan suçsuz kadınların peşine düşmek. Open Subtitles أقصد مطاردة امرأة ساذجة يشاء القدر أنها تحمل الاسم عينه؟
    Ama bu sadece bir hayaletin peşine düşmek. Open Subtitles ذلك يشبه مطاردة الاشباح اتدرى ذلك .. ؟
    Evet, bazen işimden ayrılıp Emily'i öldüren o herifin peşine düşmek istiyorum. Open Subtitles نعم، احيانا اشعر انى اريد ان استقبل من عملى " و اقضى وقتى فى مطاردة السافل الذى قتل " ايميلى
    Kaçakların peşine düşmek bizim işimiz değil tamam mı? Open Subtitles وظيفتنا ليست مطاردة الهاربين, مفهوم؟
    Bunun peşine düşmek hoşuma gitmiyor. Open Subtitles لا يعجبني هذا، لا يعجبني مطاردة هذا
    Nero'nun peşine düşmek varken, geriye dönmemize müsaade etmeyeceğim. Open Subtitles لن أسمح بالعودة بدلاً من مطاردة (نيرو) والقضاء عليه
    Kızıl Kraliçe'nin peşine düşmek kötü bir fikir, Alice. Open Subtitles ملاحقة (الملكة الحمراء) فكرة سيّئة (آليس)
    - Elmasın peşine düşmek istiyorsun sen. Open Subtitles تريد ملاحقة الجوهرة؟
    Trubel bana Chavez'in Wesenların peşine düşmek için onu kullanmak isteyen gizli bir devlet örgütünün parçası olduğunu söylemişti. Open Subtitles تروبل) اخبرتني ان (شافيز) جزء من) حكومة سرية مجموعة تريد استخدامها (ـ لمساعدتهم في ملاحقة (الفيسن
    Loeb'un peşine düşmek intihar, bu kadar basit. Open Subtitles السعي وراء (لوب) بمثابة إنتحار، أمر سهل وبسيط
    - Otan'ın peşine düşmek akıllıca değil. - John- Open Subtitles السعي وراء (أوتان) ليس فكرة سديدة
    Blackpoole'un peşine düşmek... Open Subtitles السعي وراء (بـلاكـبول)
    Enteresan kazımaların ve tarihi eserlerin peşine düşmek gibi. Open Subtitles لمطاردة بعض التحف الفنية والكتابات الغريبة.
    Onun peşine düşmek yerine, psikolojik değerlendirme ve saha denemelerinden geçmeye zorlanıyorum. Open Subtitles و عوض ملاحقته كما كان ينبغي، أُرغمتُ على إجراء كلّ تقييمٍ نفسيّ و اختبارٍ يمكن أن يخطر على بال المكتب.
    Özel timin, Hesse gibi adamların peşine düşmek ve onları bu adadan defetmek için tam yetkiye sahip olacak. Open Subtitles ستمتلك فرقتك كامل السلطة لملاحقة الاشخاص مثل هيس و الامساك بهم وابعادهم عن جزيرتنا.
    Penguen gibi adamların peşine düşmek için bütün gücümüzü kullanmamız gerektiğini söylemiştiniz. Open Subtitles لقد أخبرتني أننا بحاجة لإستخدام كل طريقة لدينا للسعي وراء أشخاص كالبطريق

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus