Elimi küçük pencereden içeriye soktum, ve parmağımı sıktı, ve ona hayatın çok büyük olduğunu söyledim... ve bilinmez. | Open Subtitles | أدخلت يدي عبر النافذة الصغيرة وهو قام بعصر إصبعي. وأخبرتهم أن الحياة كانت رائعة جدًا. ومجهولة. |
Boris muhtemelen kediyi pencereden içeriye fırlatmıştır ya da kedi kendi atlamıştır. | Open Subtitles | من المرجح أن "بوريس" رمى بالقط عبر النافذة أو ما شابه ذلك أو أنه قفز عبر الزجاج من تلقاء نفسه. |
Birinin Alicia'nın çatısında bekleyip pencereden içeriye girdiğine dair kanıtımız var. | Open Subtitles | لدينا دليل على أن أحدهم كان على سطح مبنى (آليشا)... ودخل عبر النافذة |