Tina, doğrusu burada tam bir Katy Perry ve Lady Gaga karışımı var. | Open Subtitles | الحقيقه هي تينا نحن خليط قوي من كاتي بيري و ليدي غاغا هنا |
Perry ve Dick idam edilirse, o başka tabii. | Open Subtitles | و حتي أعلم هل بيري و ديك سيتم إعدامهم |
Perry ve Lois'in senin peşinde olduğunu öğrenince onları başka yere yönlendirdin. | Open Subtitles | حالما علمت أن (بيري) و(لويس) يقتربان منك، كان يجب عليك أن تبعديهما عن الطريق |
Aslında daha çok Perry ve White. | Open Subtitles | في الواقع، إنهما أقرب إلى (بيري) و(وايت) |
Burası Michael Perry ve Jason Burkett'in park edip içeri girerek onu öldürdükleri yerdir. | Open Subtitles | هنا قام (مايكل بيري) و( جايسون بيركيث) بـ التوقف خارجا في الشارع و ذهبا للبيت وارتكبا الجريمة |
Michael Perry ve Jason Burkett Camaro'yu almak için geri döndüklerinde kapılar kapanmış ve kilitlenmişti. | Open Subtitles | حينما جاء (مايكل بيري) و (جايسون بيركيث) لهذا المكان لأخد السيارة, كان ذلك بعد إغلاق وقفل هذه البوابات |
Perry ve Burkett polisle girdikleri çatışma sonrası Sandra Stotler cinayetinden tutuklandılar. | Open Subtitles | بعد تبادل إطلاق النار مع الشرطة, تم اعتقال (بيري) و (بيركيث) بتهمة .{\pos(180,120)}(قتل (ساندرا ستوتر |
Hayır, Perry ve Richie'yle akşam Luger'da buluşacağım. | Open Subtitles | لا، سأقابل (بيري) و(ريتشي) في (لوغر) لاحقاً |
Matthew Perry ve Tony Randall'in gayri meşru çocuğu gibi. | Open Subtitles | (ثمرة حبّ (ماثيو بيري) و (توني راندل |