Nefret ettiğin bir Pisliğin içinde yaşıyorsun. | Open Subtitles | وضعت نفسك في الوحل الذي تكرهين |
Ya ayaklarının üzerindeyken ölürsün ya da Pisliğin içinde debelenerek. | Open Subtitles | موت على قديمك، أو تذلل على التراب. |
Tüm bu Pisliğin içinde masum olan tek insanı koru. | Open Subtitles | فالتحمي البريء الوحيد المتبقي وسط هذه القذارة التي صنعها |
Şehirde nasıl bilmem ama burada, Pisliğin içinde zanaatkârlar telefon rehberine kayıtlı değil. | Open Subtitles | ،أنا لا أعرف المدينة جيداً ،لكن هُنا، بين هذه القذارة عاملي الساعات لا توضع أسمائهم .في سجلات الهواتف |
Dergide bir fotoğraf gördüm ve bir kadın vardı Pisliğin içinde oturuyordu ve etrafı çöple doluydu bir de zayıf bir köpek vardı. | Open Subtitles | رأيت صورة في مجلة. كانت هناك سيدة ... تجلس في الوحل |
Bakın Pisliğin içinde kimi bulduk. | Open Subtitles | أنظروا ماذا وجدنا هنا في الوحل |
Harika! Artık açık hava sahnesinde Pisliğin içinde oturmak yok. | Open Subtitles | يا للروعة ، لن أجلس بعد الآن على التراب اثناء عزف فرقة (درايف إن) |
Yarattığın Pisliğin içinde yatman | Open Subtitles | أن تنام في القذارة التي خلقتها |
Yaptıkları Pisliğin içinde değilim. | Open Subtitles | أنا لست في ذلك... القذارة التي يقومون بها. |
Hak ettiği evi olacak olan Pisliğin içinde kalsın. | Open Subtitles | فلتبقى في القذارة ! التي ستكون بيتها المستحق |
Böylesi Pisliğin içinde bir mücevher bulmak ne kadar tuhaf. | Open Subtitles | مدهش ان تجد الماس بين هذه القذارة |