Ebeveynleriniz sizi planlamamış olabilirler, ama Tanrının sizi planladığına inanıyorum. | TED | ربما لم يخطط والديك لميلادك، لكني أؤمن بأن الله خطط لذلك. |
Ayrılıkçıların ne planladığına dair hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد ما يقال عن ما يخطط له الانفصاليون |
Kocanızın bu eylemi en az bir haftadır planladığına inanıyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن أن زوجكِ كان يخطط لهذه الجريمة منذ أسبوع على الأقل. |
Evini aradıklarında beni öldürmeyi planladığına dair kanıtlar bulacaklar. | Open Subtitles | عندما يفتشون شقته سيجدون دليلا على أنه كان يخطط لقتلي |
Smith'in o fahişe ile evlenip kendini Virginia kralı ilan etmeyi planladığına dair bilgilerim var. | Open Subtitles | لدي معلومات هنا عن سميث يعتزم الزواج من الباغية ليجعل نفسه ملكا على عذريتـها |
Sakin ol, nerede olduğuna veya ne planladığına dair hiçbir fikrim yok güven bana. | Open Subtitles | اهدأ، ليس لديّ أي فكرة عن مكانه أو ما الذي يخطط إليه، ثق بي |
O'Leary'nin onunla saat 1:00'de Botanik Bahçesinde buluşmayı planladığına dair bir duyum aldık. | Open Subtitles | على كل حال .. لدينا خبر بأن (أولاري) يخطط للقاءه في المشتل الوطني |
Nassif'in Manila'da bir dizi bomba patlatmayı planladığına inanmak için sebeplerimiz var. | Open Subtitles | ثمة أسباب تؤكد أنه (ناصف) يخطط لسلسلة تفجيرات في أنفاق مترو "مانيلا". |
Şerif'in bir saldırı planladığına dair kesin istihbarat var mı? | Open Subtitles | هل هناك معلومات مؤكدة تفيد أنّ (شريف) يخطط لهجوم؟ |
Yangını planladığına dair kanıtım vardı Avery ile birlikte olduğunu öğrendiğim zaman da bu mükemmel bir tuzaktı. | Open Subtitles | كان لدي دليل على أنه كان يخطط للإحراق (لذا حين اكتشفت أنه ينام مع (ايفري تيسرت المهمة |
Gennaro Angiulo'nun seni öldürtmeyi planladığına dair sağlam kanıtlarım var. | Open Subtitles | لديّ معلومات بأن (جينارو أنجيلو) يخطط لقتلك. |
Büyük bir soygun planladığına inanamazsam, beni anlayın. | Open Subtitles | إذا أجد أنه من الصعب قليلا للاعتقاد بأنه يعتزم جريمة كبرى. |