ve ilacın vereceği aynı tepkiyi alırsınız, hatta bazen plasebo o etki için tasarlanan ilaçtan daha fazla etki gösterir. | Open Subtitles | وما يحصل هو أن البلاسيبو يـُنـْتـِـجُ نفسَ المفعولِ، إن لم يكن أكبر أحيانا من الدواء المفروض أنه صمم لذلك المفعول |
diğer 50 hasta, içinde etken madde olmayan bir şeker tableti, bir plasebo ilacı almışlar, sadece bir tane hasta ölmüş. | TED | 50 مريض آخرين تناولو البلاسيبو و هو عقار وهمي لا يحوي أي مكون فعال، مات واحد منهم فقط |
2.000 hastalık örneklemde tanı sonrası ilacı kullanmaya başlayanlar plasebo alanlara göre daha uzun yaşıyorlar. | TED | في عينة من 2000 مريض، أولئك الذين يبدأون في تناول الدواء عند التشخيص يعيشون أطول من أولئك الذين يتناولون البلاسيبو. |
İnsan vücudu hakkında bildiğimiz her şeye rağmen, hâlâ bazı garip ve süregelen gizemler mevcut, plasebo etkisi gibi. | TED | وعلى الرغم من كل ما نعرفه عن جسم الإنسان، لا تزال هناك بعض الأسرار الغامضة، مثل تأثير العلاج الوهمي. |
Ve plasebo da en üst noktayı istiyorsanız iğne olmaya gidiyorsunuz. | TED | واذا أردت الحصول على الفائدة القصوى من الدواء الوهمي عليك بالإبرة. |
plasebo kullanıyor. | Open Subtitles | إنها تخضع للبلاسيبو |
Ama buna ramen, hala insanların plasebo ile karşılaştırmalı deneyler yaptığını görüyorsunuz. | TED | ورغم هذا نجد وبصورة متكررة أن الناس تقوم بتجارب بصورة دائمة لمقارنتها مع الشيئ الوهمى. |
Diğerleri aynı görünen plasebo olan ilacı alıyordu. | TED | ويتلقى النصف الآخر دواء وهمي يطابق الحقيقي. |
Diğer %50'lik kısım da plasebo etkisi yaratan bir ilaç alacak. | Open Subtitles | والنصف الباقى سيتلقى مصل وهمى |
plasebo, herhan gi bir etkisi olmayan içi Dr. John Demartini (Filozof) şeker veya başka birşey dolu kapsüllerdir. | Open Subtitles | البلاسيبو هو شيء لا يفترض أن يكون له وقع ولا تأثير على الجسد كحبة سكر أو شيئ ما |
Sana plasebo vermeyi kesmeden önce fikrimi sordu. | Open Subtitles | لقد طلبَ نصيحتي قبلَ أن يبدّلكِ عن البلاسيبو |
Ancak "plasebo", doktorun en büyük aldatmacasıdır. | Open Subtitles | البلاسيبو يكون أن ينبغي ولكن الطبيب كذبات أقوى |
Kime ilaç, kime plasebo verileceğine sen karar veremezsin. | Open Subtitles | لا يحق لك اختيار من يحصل على البلاسيبو ومن يحصل على العقار الفعال |
Ama sonradan yanlış yönlendirildiğim ortaya çıktı. Aslında, reboxetine'i işe yaramayan, şekerden imal edilmiş plasebo tabletlerle karşılaştıran yedi tane çalışma yapılmış. Bunlardan biri olumlu sonuç vermiş ve yayınlanmış, ama kalan altı tanesinin sonuçları negatifmiş ve yayınlanmamışlar. | TED | لكن الأمور اتضحت بأني قد ضُللت تم اجراء سبع تجارب لمقارنة الريبوكسيتين مع البلاسيبو العقار الوهمي. كانت نتيجة تجربة واحدة ايجابية حيث تم نشرها، لكن ستة من التجارب كانت سلبية و لم يتم نشرها |
Araştırma sonucu, Healthium kullananların sağlıklı kolesterol seviyelerinin plasebo alanlara göre daha yüksek olduğunu gösteriyor. | TED | وجدت الدراسة أن المشاركين الذين يتناولون الهيلثوم لديهم مستوى من الكوليسترول الصحي أعلى من أولئك الذين يتناولون البلاسيبو. |
İçeri girin. Buna plasebo etkisi denir. | Open Subtitles | يدع التأثير الوهمي يستمر عامة ما بين 12 و24 ساعة |
Bu şekilde, test grubunun plasebo grubundan farklı bir yöneticisi olur. | Open Subtitles | بهذة الطريقة جماعة الاختبار يستطيعوا ان يكون لديهم مدير مختلف عن مجموعة الدواء الوهمي |
Baksana, plasebo etkisi mi bilmiyorum ama ne zaman istiridye yesem çok erkeksi hissediyorum. | Open Subtitles | أنت تعلم ، لا أعرف اذا كان تأثير العلاج الوهمي ولكنني أشعر إنني أصبح فحل بعد تناول المحار |
plasebo ilaç kullananlarla, gerçek ilaç kullananların kalp krizi oranları aşağı yukarı aynı. | Open Subtitles | إن حوادث النوبات القلبية تقريبا نفسها لمن يأخذون الدواء الوهمي مثلما الذين يأخذون الدواء الحقيقي. |
Davranışlarını değiştirmek fikri plasebo etkisi olarak da biliniyor. | Open Subtitles | الفكرة تغيير السلوك، وتُعرف أيضاً باسم تأثير الدواء الوهمي. |
plasebo kullanıyor. | Open Subtitles | إنها تخضع للبلاسيبو |
- Unutmayın, %50 şansla plasebo ilacı alıyor da olabilirsiniz. | Open Subtitles | %لا تنسى أنّ هناك فرصة بنسبة 50 أن تحصلى على المصل الوهمى |
Ona MPH verilmedi. plasebo alıyor. | Open Subtitles | هو ليس تحت تأثير المخدر إنه يستقبل دواء وهمي |
Sadece plasebo etkili ilaç. | Open Subtitles | لا شىء، مخدر وهمى |
...küp şekerlerden biri asite batırılmış, ...diğeri ise sadece bir plasebo. | Open Subtitles | يوجد قطعة سكر مخلوطة بالحامض والاخرى قطعة سكر خالصة انا لم اعطك قطعة سكر |
Evet ama kocasinda ciddi bir kalp ritim bozuklugu var, ve küçük bir kus bana dedi ki plasebo grubundaymis. | Open Subtitles | لكن زوجها يعاني من قصور كبير في عمل القلب وقد سمعتُ خبراً بأنه ليس من المجموعة التي تُعطى الدواء الفعلي |