Deniz yaşamını komple yok etmek için bir ton plastiğe ihtiyacınız yok. | TED | إنك لست بحاجة إلى طنٍ من البلاستيك لتمحو البيئة البحرية بالكامل. |
Duvarlar için plastiğe veya tenteye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | يجب أن نجد بعض البلاستيك أو بعض الأقمشة القوية لتغطية الحوائط |
Fahiş fiyata plastiğe sarılı meyve ve çiçek satan... ..Koreli manavların canı cehenneme. | Open Subtitles | تبا للكوريين الباردين ، مع اهرامهم الغالية من الفواكة ونباتاتهم و وورودهم الملفوفة بالبلاستيك |
Ceset plastiğe sarılarak ya da bir leğenin içinde taşınmalıydı. | Open Subtitles | يمكن أن تكون الجثة قد لفّت بالبلاستيك أو نقلت في حوض |
Kağıt sadece yüksek ısıda yanıp plastiğe yapışır. | Open Subtitles | الورق ينحرق إلى بلاستيك فقط في مستويات عالية من الحرارة |
Kıyafet giydirilmiş bir plastiğe gerçek çiçekler almış. | Open Subtitles | ازهارا حقيقية لقطعة بلاستيك ترتدي فستانا |
Polis az önce bir bankta plastiğe sarılmış ve kanı boşaltılmış bir kurban daha buldu. | Open Subtitles | على جثة اخرى ملفوفة ببلاستيك على مقعد حديقة مصفاة من الدماء |
- Yani, sertleştiğinde... - plastiğe dönüşür. | Open Subtitles | تَعْني، عندما يُنشف يَتحوّلُ إلى البلاستيكِ. |
Bence spa'daki bir günde organik sağlıklı kirlerden arındırıcı deniz ürünleri yerine plastiğe sarılıyorsun. | Open Subtitles | هذا يوم في المنجع فقط عدا عن الغلاف الصحي قمنا بلف البلاستيك |
plastiğe bandırılmış, 50 gramlık plâstik bardaklar. | Open Subtitles | أنها اكواب الاونصتين الورقية منحدرة من البلاستيك |
Beyaz Saray petrole, Cornstarch'a veya plastiğe değinmemizi istemiyor. | Open Subtitles | البيت الأبيض لا يُريدُنا ان نشير الى النفط او نشا الذرة او البلاستيك |
Beyaz Saray petrole, Cornstarch'a veya plastiğe değinmemizi istemiyor. | Open Subtitles | البيت الأبيض لا يُريدُنا ان نشير الى النفط او نشا الذرة او البلاستيك |
Gri şekerlemeler düzgün biçimde şekil verilerek plastiğe benzetilebilirler. | Open Subtitles | تٌطابِق تقريباً عدة أشكال من قنابل البلاستيك |
Vakum biçimli plastiğe, fiberglasa, hatta doğrusal ve modüler olduğunu düşündüğünüz yapısal çeliğe bile uygulanabilir. | TED | وهكذا ، في البلاستيك المشكل بالتفريغ ، في الألياف الزجاجية ، وحتى على مستوى الهياكل الفولاذية ، التي تفكر بأنها خطية ونمطية. |
Şüpheli doğanın onu ortadan kaldırmasını sağlayabilirdi, ama onu plastiğe sarmış. | Open Subtitles | ربـــما قد غـــادر المجمــــوعة لكنه كــان ملفوف بالبلاستيك |
Atık alanında plastiğe sarılı bir ceset daha bulduk, | Open Subtitles | وجدنا جثة اخرى في موقع التخلص منــهــا، ملفوفة بالبلاستيك |
Çantasında para dolu bir zarf var ve plastiğe sarılmış. | Open Subtitles | ظرف من المال في حقيبتها ملفوف بالبلاستيك |
Gabriel'i plastiğe sarıp yakmanız gerekirdi. | Open Subtitles | كان عليكم لف قابرييل في بلاستيك وحرق جثته |
plastiğe hayranlık duymaya başladım, böylece mükemmel bir şekilde optik olarak saydam sekiz plastik blok yaparak dört ayımı geçirdim, bir tür stres atma gibi. | TED | و بدأت أتعجب بالبلاستيك. و هكذا قضيت أربعة أشهر و أنا أصنع ثمانية صناديق بلاستيك. و هي شفافة بالاختيار كنوع من التخلص من التوتر. |
Plastiği geri dönüştürdüğümüzde, eğer fosil yakıttan yapılan plastikten daha ucuza geri dönüştüremezsek, o zaman dünya tabii ki fosil yakıttan yapılan plastiğe mecbur kalır. | TED | وعندما نعيد تدوير البلاستيك، إذا لم نستطع إعادة تدويره بشكل أرخص من بلاستيك الوقود الأحفوري بالطبع، سيظل العالم متمسكًا ببلاستيك الوقود الأحفوري. |
Gabriel'i plastiğe sarıp yakmanız gerekirdi. | Open Subtitles | كان عليك ان تغلف قابرييل ببلاستيك ومن ثم تحرق جسمه |
plastiğe sarıp çöpe atabilirsin. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَلْفَّه في البلاستيكِ ووَضعَه في a dumpster |