Evet, sen sadece polis şefinin kızısın Ve benim yardımcı meleğim | Open Subtitles | آجل ، أنتِ ابنة رئيس الشرطة الوحيدة وملاكي المسعف |
Milli polis şefinin burda olması bir onurdur. | Open Subtitles | أنه شرف لي أن يكون رئيس الشرطة الوطنية هنا |
Bir acil durumda polis şefinin yetkisi var. | Open Subtitles | خلال وضع طارئ يملك رئيس الشرطة السلطة اللّازمة، اتّصل بهِ. |
Union Pacific'in şantiye müdürünü görevini yaptığı ve polis şefinin katilini cezalandırdığı için suçlamıyorsunuz herhalde? | Open Subtitles | حسنا، بالتأكيد أنتِ لا تدينين كبير المهندسين. من، "يونين باسيفك"، لأداء واجبه. ومعاقبة قاتل قائد الشرطة لديه. |
Union Pacific'in şantiye müdürünü görevini yaptığı ve polis şefinin katilini cezalandırdığı için suçlamıyorsunuz herhalde? | Open Subtitles | حسنا، بالتأكيد أنتِ لا تدينين كبير المهندسين. من، "يونين باسيفك"، لأداء واجبه. ومعاقبة قاتل قائد الشرطة لديه. |
Sanırım polis şefinin seni aldığı yerden pişmanlık duyuyorsun. | Open Subtitles | اعتقد انك لا تزال تفكر من اي احظر لك رئيس الشرطه شئ جديد. |
polis şefinin karısı bu hediyeleri kabul etmeli mi bilmiyorum. | Open Subtitles | -لا أعلم إذا كان بإمكان زوجه رئيس الشرطه قبول الهدايا |
Adamın adı da, kitaptaki polis şefinin adıyla aynı. | Open Subtitles | و كان لديه نفس اسم رئيس الشرطة في كتابه |
- Sadece tahmin etmemiştim, polis şefinin böyle-- | Open Subtitles | ...أنا فقط لم أعتقد أن رئيس الشرطة سيكون |
Senin sözün polis şefinin sözüne karşı! | Open Subtitles | إنه كلامك ضد رئيس الشرطة |
Sadece polis şefinin oğlunu. Bir fareyi ısırdım. Marge, buraya son gelişim. | Open Subtitles | فقط ابن رئيس الشرطة لقد عضضت جرذاً (مارج) هذه اخر مرة آتي فيها هنا |
polis şefinin sevilmesinde bir sorun yok. | Open Subtitles | لابأس إن أحب الناس رئيس الشرطه |
O polis şefinin karısı. | Open Subtitles | -إنها زوجه رئيس الشرطه |