En teçhizatlı av bile bal porsuğu karşısında güvende değildir. | Open Subtitles | حتى الطرائد المعززة بالأسلحة ليست بمأمن من غرير العسل |
Cabe beni bir bıraksın, bal porsuğu gibi tepeleyeceğim seni. | Open Subtitles | عندما يتركني كايب،فأنا عليك مثل العسل على فرو غرير |
Bacağıma sarılan küçük tatlı bal porsuğu. | Open Subtitles | غرير العسل قليلاً لطيف معلقة على ساقي. |
Ama bana sorarsan daha ziyade bir avuç bal porsuğu gibisiniz. | Open Subtitles | إذا أردت رأيي، فأنتم جميعًا حفنة من العسل الغرير |
Sonra bir geyikle, bir porsuğu içine tıkıyorsun. | Open Subtitles | وتحشر داخلها غزالاً وغرير - الغرير حيوان يتغذى على العسل - |
Tabi bal porsuğu hariç. | Open Subtitles | باستثناء حيوان غرير العسل |
Bal porsuğu umursamıyor. | Open Subtitles | غرير العسل لا يأبه |
O Afrikalı bal porsuğu gibidir. | Open Subtitles | . انه مثل غرير العسل الأفريقي |
- Bal porsuğu bu mu? | Open Subtitles | -أهذا هو غرير العسل؟ |
Bal porsuğu? | Open Subtitles | غرير العسل؟ |
İşte bu! Bal porsuğu gibi! | Open Subtitles | ها انت تبدو مثل (غرير العسل) |
Ben ilgileniyorum, porsuğu korkutmayın! | Open Subtitles | انا سوف اتولى الامر لا تخيفوا الغرير |
Üzgünüm sadece büyük babama döner kapılardaki porsuğu ve iki başlı rahibeyi göstermek istedim. | Open Subtitles | -أوه, ميكي عذراً, أردت أن أري جدي حيوان الغرير عند الأبواب الدوارة والراهبة ذات الرأسين |
'Tabii Re siyah porsuğu duyuyorum. | Open Subtitles | "أنا متأكد من أنها تظن أنني "الغرير الأسود |
Haydi, Lise. O porsuğu dışarı çıkarmanın bir yolu olmalı. | Open Subtitles | هيا يا (ليسا) ، لابد أن هناك طريقة لخداع هذا الغرير وإخراجه |
- Hayır, benimle geliyorsun. porsuğu bulmama yardım etmen lazım Nick! | Open Subtitles | عليك ان تساعدني في ايجاد حيوان الغرير (نيك) |
Nick, porsuğu alıp çıkalım buradan. | Open Subtitles | حسناً (نيك) اسمع دعنا فقط نخرج حيوان الغرير ونخرج من هنا |