"pouf" - Traduction Turc en Arabe

    • بوف
        
    Doğruyu söyleyerek Pouf zihinsel olarak avantajlı duruma geçmek istiyordu. Open Subtitles "خطط (بوف) لكسب ميزة نفسيّة في المقام الأوَّل بقول الحقيقة"
    Lakin sağ gözüm yalnızca Pouf'u, seni ve Gon'u gördü. Open Subtitles رغم ذلك، فإن عيني اليمنى رأتك أنت و(بوف) و(جون) فقط.
    Merdivenleri koruma görevi ona verildiğinden Pitou ve Pouf'un Kral'ı korumakta olduğuna inanmıştı. Open Subtitles "وطالما حراسة السلّم الرئيسيّ كانت مهمّته" فكان مقتنعًا أنّ (بيتو) و(بوف) يحميان الملك.
    Bu da onu acele bir kararla Pouf'la sinir harbine girmeye itti. Open Subtitles "مما أودى به لاتّخاذ قرار طاش بالاشتباك مع (بوف) في معركة أعصاب"
    Pouf kirişi kırmış. Muhtemelen bizim koca oğlanı haklamıştır. Open Subtitles (بوف) خارج الحاجز، لذا على الأرجح قُتل الرجل الضخم.
    Duman Kodesi'nden kirişi kırışının ardından Pouf, Knuckle ile Morel'in irtibat kurduğunu teyit etmişti. Open Subtitles "بعد هرب (بوف) من القفص الدخّانيّ، افترض يقينًا أنّ (نوكل) و(مورل) تواصلا"
    Pouf, kendisine arkadan seslenerek meydan okuyan birisine doğruyu söylemenin daha etkili olacağını düşünmüştü. Open Subtitles "علم (بوف) أنّه حالما يطلب منه شخص أن ينازله بنزاهة بلا غدر" "فإنّ مصارحته بالحقيقة ستكون أكثر فاعليّة"
    Dur lütfen... Ben hala buradayım! Pouf'un davranışları için özür dilerim! Open Subtitles انتظر أرجوك، ما زلت هنا، أعتذر عما فعله (بوف)!
    Zaten sonuçlarına karşın Pouf'un gitmeyi kabullenmesi yeterince rahatsız ediciydi. Open Subtitles "أزعجتها كفاية رغبة (بوف) للرحيل ضاربًا بالتبعات عرض الحائط"
    Onu asıl korkutan ise Gon'un Pouf'un sataşmalarına aldırmayıp sakince süreyi öne çekişiydi. Open Subtitles "لكن ما أرعبها جدًّا هو تجاهل (جون) لسخرية (بوف)" "فإذا بهِ رفع المهلة بهدوء"
    Tesadüf eseri bile olsa Gon, Pouf'un giderken sarf ettiği sözlere uymuştu. Open Subtitles "لكنّ (جون) غالبًا قضى بمهلة 10 دقائق تماشيًا مع الوقت الذي سيغادر خلاله (بوف)"
    Pouf yalan söylüyor demiştim. Ancak muhtemelen gerçek bedeninin Kral'ın yanına gitmesi doğrudur. Open Subtitles قلت أنّ (بوف) كان يكذب، لكن على الأرجح جسده الرئيسيّ متّجه للمك.
    Asıl sorun Kral'la Pouf ayrılırsa yaşanacak. Open Subtitles المشكلة ستطرأ لدى افتراق (بوف) عن الملك.
    AVAY'ı Pouf'tan ayırıp Kral'a mı bağlamak lazım acaba? Open Subtitles هل أزيل مخلوق إضافة الفائدة عن (بوف) وألحقه بالملك؟
    Şu anda kristal küre bana eş zamanlı olarak Gon ile Pitou'yu, seninle beni ve Pouf, Kral, Youpi üçlüsünü gösteriyor. Open Subtitles في هذه الأثناء، فإن البلّورة تريني (جون) و(بيتو) و(كيلوا) وإيّاي في الوقت عينه وكذلك (بوف) والملك و(يوبي).
    Sağ gözümle birisini görecek olursam en eski hedefi yani Pouf'u artık göremem. Open Subtitles إن رأيت شخصًا رابعًا بعيني اليمنى فلن تمكنني رؤية أقدم هدف من الثلاثة الأوّلين، وهو (بوف).
    Pouf'u gözetlemeye gerek olup olmadığına emin değilim. Open Subtitles لستُ موقنًا أنّك بحاجة لمتابعة رقابة (بوف).
    Aman be Pouf... Uyduruk Pouf... Su katılmamış ahmak seni. Open Subtitles الآن بوف نكرة، وكامل الحُمق.
    Hayır, uyduruk Pouf... Gerçeği kabul etmemek için diretiyorsun. Open Subtitles كلّا، أنت نكرة يا (بوف)، إنّك تأبى قبول الواقع فقط.
    Evet Pouf, seni hain, sen ki alçakların alçağısın. Open Subtitles أجل يا (بوف)، أنت خائن أنت أحطّ من الحثالة نفسها.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus