| Kilise için çok gerekli olan bazı tamiratları yaptırabileceğimiz bir ödül, tabi, bir müzik prodüktörü bu ödülü almamızı sağlarsa. | Open Subtitles | نعم، الجائزة التي يمكن أن تدفع لتشييد اصلاحات الكنسية إذا كنت منتج موسيقى |
| Eğer bir TV prodüktörü olacaksan iş birliğine açık olmalısın. | Open Subtitles | حسناً , إذا كنت تريد أن تكون منتج في التلفاز يجب عليك أن تكون منفتح للتعاون |
| - Müzik prodüktörü değil. | Open Subtitles | لا، لا، لا، انه ليس منتج تسجيلات. |
| Müzik prodüktörü olduğum yalanını söylediğim için mi? | Open Subtitles | هل لأنني كذبت عن كوني منتج الموسيقى؟ |
| Bir film prodüktörü ile birlikte yaşıyor! | Open Subtitles | إنها تقيم مع أحد منتجي الأفلام |
| Ya sen büyük filmlerin prodüktörü? | Open Subtitles | ماذا عنك, يا منتج الافلام الكبير؟ |
| O gerçek bir Hollywood prodüktörü, ama doktoru, bir sağlık durumu nedeniyle ona Colorado'da yaşamasını söylemiş. Bana söylediklerini anlat onlara. | Open Subtitles | إنه منتج حقيقي من "هوليوود" آمره طبيبيه بالإقامة في "كولورادو" لأسباب طبية |
| - Hem aracı, hem de plak prodüktörü. | Open Subtitles | - انه موزع ، منتج اسطوانات |
| Dub MD'nin menajeri ve prodüktörü. | Open Subtitles | مدير و منتج "دب م.د". |
| Bir Jazz prodüktörü. | Open Subtitles | ) ( منتج موسيقى ( الجاز |
| Vaughn Floyd, müzik prodüktörü. | Open Subtitles | هذا (فون فلويد), منتج موسيقي |
| New York'un en büyük prodüktörü gibi bir şey. | Open Subtitles | " إنه أكبر منتجي " نيويورك جده يملك إستديو تصوير |