Hakim rüzgarları belirlemek için geliştirdiği semboller ise bugün hala kullanılmaktadır. | Open Subtitles | والرموز التي إبتكرها للإشارة الى الرياح السائدة ما زالت تستخدم اليوم |
Okyanusu geçmek için aynı rüzgarları ve zamanı kullanıyorlar. Biliyorum ki aynı yükseklikte uçuyorlar. | TED | إنها تسافر في نفس الوقت مع نفس الرياح لتقوم بعملية العبور. أنا أعلم أنها تتنقل على نفس خط العرض. |
Hangi yelken rüzgarları keşfeder ve hangi dümen yolumuzu bulur? | Open Subtitles | أى شراع سيكتشف الرياح و أى دفة ستحدد إتجاهنا |
Esirler, eziyet çekenler özgürlük rüzgarları esiyor. | Open Subtitles | ، الناس المستعبدون . . الناس المعذبون يتنسمون رياح الحرية |
Ve kader rüzgarları seni yıIdızlarla dans etmen için... - ... yukarı taşısın. " - "YıIdızlarla dans. " | Open Subtitles | ولتحملك رياح القدر الى حيث ترقص مع النجوم |
Denizleri, rüzgarları, fırtınaları yaratan tanrı. | Open Subtitles | هو الذي مرة واحدة، مرة واحدة الذي لا يزال البحر والرياح والعاصفة. |
Ayaklanma rüzgarları Jerusalem's Lot'ta esiyordu. | Open Subtitles | ْثورةِ الرياح إكتسحتْ القسم الإداري مِنْ ارض القدس |
Esiyor doğu rüzgarları, yardımını esirgeme. | Open Subtitles | ساعدني في إخراجي الآن الرياح الشرقية تهبّ |
Muson rüzgarları onun gelişini yaklaşan bir fırtınaymışçasına fısıldadı. Yağmur karşılama töreni yaptı. | Open Subtitles | الرياح الموسمية همست معلنةً قدومها كعاصفة قادمة |
Ama akıllı Kuzey rüzgarları hala memnun değildi. | Open Subtitles | لكن الرياح الشمالية الخبيثة ما زالت غير راضية |
Ben muson rüzgarları çekmesini hissedebilirim derin duygularımın üzerinde | Open Subtitles | إنني أشعر بشدة الرياح الموسمية على أوتار قلبي |
Kuzeybatı rüzgarları dumanı taşıdı ve Klang nehri bölgesine bıraktı. | Open Subtitles | الرياح الشمالية الغربية حملت الدخان و أحضرته لمنطقة نهر "يانغتسي" |
Ve eğer bir gezegende manyetik bir alan varsa güneş rüzgarları manyetik alan tarafından gezegenin dış tarafına doğru itilecektir. | Open Subtitles | إنه يحمي الغلاف الجوي للأرض من الرياح الشمسية ولو امتلك الكوكب مجالاً مغناطيسيًا |
Bin yıldan fazladır hüküm süren çöl rüzgarları kumulları uzun, paralel sırtlara çeviriyor. | Open Subtitles | للآلافالسنين، الرياح الصحراوية السائدة نفخت الكُثبان الى اخاديد طويلة ومُتوازية |
Kumullara şekil veren rüzgarları harekete geçirir ve ışığı bu yeri derin bir turuncuya boyar. | Open Subtitles | لقد قادت الرياح لتشكيل هذه الكثبان وقام ضوئها بصبغ هذا المكان باللون البرتقالي الغامق |
Havanın açık olduğu geceler eteryum rüzgarları tatlı bir meltem gibi eserken Arkturya'dan güneş kristali taşıyan büyük ticaret gemileri kendilerini güvende hissediyordu. | Open Subtitles | فىالليالىالصافية. عندما تكون رياح الاثيريوم هادئةومسالمة. سفن الاساطيل التجارية العظيمة |
Tünel rüzgarları, kalabalıklar, yüksek ölüm oranı. | Open Subtitles | رياح قوية في النفق حشود كبيرة نسبة موت عالية |
Mevsimsel farklı rüzgarları inceleyerek bir pusula gibi hizmet vermektedir. | Open Subtitles | تفصل رياح الفصول المختلفة والتي تعمل كبوصلة |
Güçlü yüzey hareketleri, kuvvetli yıldız rüzgarları, iki kutuplu dışa akış. | Open Subtitles | نشاط سطحى قوى رياح قوية ممتازة وتدفق ثنائى القطب |
Çöl rüzgarları kumu sağda solda savuracak ve bu kale parçalanmaya başlayacak. | Open Subtitles | ستعصف رياح الصحراء بالرمال وتبعثرها في المكان وستتحطم هذه القلعة |
Güneş'ten gelen yüklü parçacıklar, yani Güneş rüzgarları Dünya'yı sürekli olarak bombardımana tutmaktadır. | Open Subtitles | إن الجسيمات المشحونة من الشمس والرياح الشمسية تقصفُ باستمرار الأرض |
Bugün büyük otelin havasında sihirli bir koku var, ve değişim rüzgarları, hikayemizi tuhaf bir yöne sürükleyecek. | Open Subtitles | اليوم السحر يعمّ أجواء فندق غراند ورياح التغيير على وشك توجيه قصّتنا لوجهة غريبة وجديدة |