Baharat rafından bir şey alıp suratına vurdun ve ölüverdi. | Open Subtitles | أخذتِ شيئاً من رف التوابل وضربته في الوجه، فسقط قتيلا. |
En üstteki reyonda. Kağıt mendiller ikinci rafta, kurabiye rafından iki metre sonra pisuar kokuları üçüncü rafta, eklem ağrısı kreminin hemen atında. | Open Subtitles | في بداية الممر، المناشف الورقية على الرف الثاني، على بعد مترين من رف الكعك. |
(Gülüşmeler) Ben kafamda iki uluslu kütüphaneyi canlandırdığımda insanların sınır üzerinden kitap ve bilgi paylaşabileceği bir alan hayal etmek istedim. Duvarın kitap rafından başka bir şey olmadığı bir alan. | TED | (ضحك) عندما تصورت هذه المكتبة الثنائية أردت تخيل مكان حيث يستطيع المرء مشاركة الكتب والمعلومات والمعرفة ما وراء الانقسام حيث لا يشكل الجدار سوى رف للكتب. |
Sonra hatırladım ki, bahsi geçen kaliteli şarapları şu şarap rafından çaldım. | Open Subtitles | ثم تذكرت ان ذلك النبيذ قد سرقته من هذا الرف |
Yakın dostum Tabbule şu aptal örgülü Challah'a yer açmak için rafından oldu. | Open Subtitles | صاحبي الطيب (طبولي) بعدوه من الرف عشان يفضي مكان للخول أبو ضفيرة اللي أسمه (خلا) |