Yalnızca, bu konunun artık kapanmış olmasından dolayı rahatlamış ve minnettar olduğumu söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط أن أقول أني مرتاح وممتنّ أنّ تلك القضيّة يمكن أن ترقد بسلام أخيراً |
Delice gelecek biliyorum... ama kendimi rahatlamış hissettim. | Open Subtitles | أعلم أن هذا يبدو جنوناً لقد شعرت بالراحة |
Son birkaç günden sonra daha rahatlamış görünüyorsun. | Open Subtitles | حسناً ، تبدو مرتاحاً أكثر من اليومين الماضيين |
Hikayecimizi anahtarı olan bir kilit altına aldığımızda, daha rahatlamış hissedeceğim. | Open Subtitles | و سوف اشعر بالارتياح عندما اضع راوى القصه هدا فى سجن مقفل |
Beni yeniden gördüğünde aşırı rahatlamış olacağım. | Open Subtitles | في المرة القادمة التي ستراني فيها أنا سَأكون مرتاحة جداً |
Sonunda bütün bunlar yaklaşık bir ay önce durduğunda rahatlamış olmalısınız. | Open Subtitles | ،عندما تَوقّفَ أخيراً قبل حوالي شهر . شعرت بالإرتياح |
Seni rahatlamış ve eğleniyor ve affetme atağına karşı tamamen hazırlıksız görmek oldukça hoş. | Open Subtitles | أوه يا "جاك" حفل العودة هذا رائع لطيف أن أراك مسترخية و مستمتعة بنفسك و غير مستعدة تماما لهجمة غفران |
Korelilerden sonra rahatlamış olduğunu düşünüyordum, - ve ona birşey sormamıştım. | Open Subtitles | لا أدري، أنا فقط مرتاح أنه توقف عن مهاجمة الكوريين |
Yeni konumundan ötürü rahatlamış olmalısın. Sanırım son olanlar oldukça zordu. | Open Subtitles | .لا بدّ أنّكَ مرتاح لحصولكَ على تلك النّوبة الجديدة .ذلك الأمر الأخير كان صعبًا جدًّا |
12 Haziran 1994'de gerçekleşen kabus gibi inanılmaz olay sona erdiği için rahatlamış durumdayım. | Open Subtitles | حسناً، أنا مرتاح لكون الجزء السيء من الكابوس الذي حدث في 12 يونيو 1994 إنتهى. |
Böylece, belki bir gün kendisi gelip bana söyleyecek kadar rahatlamış olurdu. | Open Subtitles | أن يشعر بالراحة الكافية ذات يوم ليخبرني بنفسه |
Bunun hayatımın en önemli yol ayrımı olduğunu düşündüm ama bazı nedenlerden, ... çelloyu verdiğim anda, kendimi rahatlamış hissettim. | Open Subtitles | اعتقد أنها كانت أكبر نقطة تحول في حياتي ولكن لسبب ما ، فقد شعرت بالراحة في اللحظة التي تركت فيها الكمنجة |
...bunu duyduktan sonra rahatlamış bir şekilde Dwight'da casus olduğunu açıkladı. | Open Subtitles | في ذلك الوقت شعر دوايت بالراحة كاشفا عن أنه عميل أيضا عميل مزدوج |
Gerçek şu ki o gittiğinde kendini rahatlamış hissedeceksin. | Open Subtitles | لكنالحقيقةهي , ستكون مرتاحاً بعض الشئ برحيله |
Seni rahatlamış gördüğüm tek yer teknen. | Open Subtitles | الوقت الوحيد الذي أراك فيه مرتاحاً هو في قاربك |
Bu kazadan sonra kendimi daha rahatlamış hissediyorum. | Open Subtitles | شعور بالارتياح أن تجد نفسك فى خضم حادثة حقيقية |
O zaman rahatlamış gibi görünmeye başlayın Yüzbaşı. | Open Subtitles | حقاً؟ , اذا عليك أن تبدي مرتاحة ايتها الملازم |
Yani, travmatik bir olaya tanıklık ettiğimi kabullenebilirim ama bir şekilde, mesela ders kitaplarından kopma ya da travma sonrası stresinin başlaması gibi bir nedenle rahatlamış hissediyorum. | Open Subtitles | لكن بسبب ما، سواء كان من مخالفة المتفق عليه أو بداية إضطرابات ما بعد الصدمة أحس بالإرتياح |
rahatlamış ve özgür hissediyorum... | Open Subtitles | أنا مسترخية وحرة |
Dikkatli bir şekilde mutlu. rahatlamış ve aynı zamanda endişeli. | Open Subtitles | نوع ما من السعاده الحزره مرتاحه وقلقه في نفس الوقت |
Bunu söylediğim için kendimi biraz suçlu hissediyorum ama o gittiği zaman kendimi rahatlamış hissettim. | Open Subtitles | انا اشعر بالذنب قليلا لقولي هذا، لكن لقد ارتحت عندما ذهب |
rahatlamış. | Open Subtitles | مُرتاحة. |
Seni bu kadar rahatlamış görmemiştim. Hep böyle kal, tamam? | Open Subtitles | لم أرك مرتاحا هكذا من قبل حافظ على ذلك |
Tören bittiğinde sadece rahatlamış olacağım ve balayımızda güvende olacağız | Open Subtitles | سأكون مرتاحةً جداً عندما تنتهي مراسم الزفاف و نعبر بسلامٍ إلى شهر العسل |
Kimse bu filleri rahatlamış sanamaz. | TED | لن يفهم أحد على وجه الخطأ بأن هؤلاء الفيلة في وضع استرخاء. |
Aslında kendimi çok rahatlamış hissediyorum ben ve grup etkinliğinin işe yaradı bence. | Open Subtitles | أشعر بالإسترخاء كما أننا إستفدنا من سعر الجمله |