Sürekli düğmeye basıp hostesi rahatsız ediyordu. Tuvalete girmek istediği için olay çıkartıyordu. | Open Subtitles | وأنه يضايق المضيفة لأنه كان يضغط على زر الاستدعاء |
- Bir itfaiyeciyi rahatsız ediyordu. | Open Subtitles | -لقد كان يضايق احد رجال اللإطفاء -تباً. |
Kocanız,Roger'ın kız arkadaşını rahatsız ediyordu, Roger'a komplo kurulmasından dolayı suçlayarak. | Open Subtitles | إنه يضايق عشيقة (روجر) ويتهمها بالتواطىء بمقتل (روجر) |
- Özür dile yoksa cezalandırılacaksın. - Ama anne, beni rahatsız ediyordu! | Open Subtitles | اعتذري والا ستعاقبين لكن ، أماه لقد كانت تضايقني |
- Beni rahatsız ediyordu. | Open Subtitles | بماذا دعوتِ أختك لقد كانت تضايقني |
Çocuk kaybolduğundan beri polisler beni, rahatsız ediyordu. | Open Subtitles | الشرطة تضايقني منذ أختفى هذا الفتى. |
İlk başladığımda işin bu kısmı beni de rahatsız ediyordu. | Open Subtitles | أتعرفين ، هذا الجزء كان يضايقني أيضاً عندما بدأتُ أول مرة |
Başım biz kulübeye gelmeden önce de birkaç haftadır beni rahatsız ediyordu. | Open Subtitles | رأسي كانت تؤلمني منذ أسابيع، قبل الكوخ |
Mirny'de, Suntar'da, Magan'da... her yerde çocukları rahatsız ediyordu. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} لقد كان يضايق الأطفال في "ميري" و "سونتر" و " ماغان" |
Tuhaf bir adam Cassie'yi rahatsız ediyordu da. | Open Subtitles | "فقط رجلٌ غريب يضايق "كاسي |
- Beni rahatsız ediyordu! | Open Subtitles | -لقد كانت تضايقني -ماذا.. |
Ayrıca taşındığım zaman dolapta kalan bir adet tavuk bulyon vardı ve sekiz yıldır da beni çok rahatsız ediyordu. | Open Subtitles | أيضاً ، كان هناك مكعب وحيد من مرق الدجاج في الخزانة حين إنتقلت لهنا ...كان يضايقني للثمان سنوات الماضية |
Midem beni rahatsız ediyordu zaten. | Open Subtitles | معدتي كانت تؤلمني بأي حال |