Ama sonra bir rahibenin bana ilmihal esnasında söylediği şeyi hatırladım. | Open Subtitles | لكنّي عندئذٍ تذكّرت ما قالته لي الراهبة في جلسة التعليم الدينيّ. |
Bir rahibenin akıl hastanesinde delirmesi mümkün. - Delilik bulaşıcıdır. | Open Subtitles | في مصحة نفسية ، قد تكون الراهبة مجنونة إن الأمر معدي |
Herkes buraya gelip rahibenin bizi kulağımızdan tutup dışarı atacağından emin olurdu. | Open Subtitles | لا أحد كان يفكر في المجيء هنا بدون أنت تشدنا الراهبة من آذاننا مثل ذلك الأب أتتذكره؟ |
Eğer bir manastırın kutsal kuralı yok edilirse... böylesine kusursuz bir rahibenin davranışları incelenerek yeniden düzene sokulabilir derler. | Open Subtitles | يقولون لو أنّ التعاليم المُقدّسة للدير دُمّرَت .. يمكنها أن تُستعاد بدراسة طباع راهبة مثاليّة. |
Nasıl olduğunu hissetmek ister miydin? Belki de bir rahibenin seni bağlamasını isterdin. | Open Subtitles | لترى كيفَ يشعر ذلك ربما تريد من راهبة بأن تربطك |
Çok gergindim ve bir rahibenin çorba kasesine düşmüştüm. | Open Subtitles | لقد كنت عصبى ,وأسقطت طبق الشوربة على راهبة |
Şimdi o sürtük rahibenin yanına git de sönen egonu şişirsin, ne dersin? | Open Subtitles | لما لا تذهب أنت لعند راهبتك العاهرة وتجعلها تُسكّن غروركَ الزائد |
Yaşlı rahibe hasta rahibenin yalancının teki olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | و الراهبة العجوز تظن أن المريضة كاذبة كبيرة |
Neyse, rahatsızlanan rahibenin, Kanada'da geri zekâlılara özel bir evde çalıştığını öğrendim. | Open Subtitles | على أيّة حال، علمت أن تلك الراهبة التى سقطت مريضة تعيش فى كندا وتدير ملجأ للمعاقين |
Kevin Carpenter bana rahibenin ölümü üzerine bahse girdiğinizi söyledi. | Open Subtitles | جلبت كيفين كاربنتر انتباهي ان كنت تراهن على ما إذا كانت أو لم تكن الراهبة الميتة. |
Tıpkı köpekler tarafından yenmek gibi, veyasınıfta yaramazlık yaptığında rahibenin parmaklarına vurması gibi. | Open Subtitles | كأن يتم إلتهامك من الكلاب أو يتم إقتلاع مفاصلك من الراهبة بسبب الشغب في القسم |
rahibenin seni götürmesine izin vermemeliydik. | Open Subtitles | لم يكن يجدر علينا أن نترك الراهبة أن تأخذك بعيداً. |
Şu senin çok sevdiğin rahibenin, onun için planları varmış. | Open Subtitles | هذه الراهبة التى تُحبها كثيراً قالت أنها تود رؤيتك |
Diğer rahibeler öylece bakarken, genç rahibenin odasına gidip, kapısını çalmış. | Open Subtitles | عندئذ ذهبت و طرقت باب الراهبة الصغيرة بينما بقية الراهبات ....... يشاهدن |
Herhalde annesini bir rahibenin öldürdüğünü, bir papaza söylemekten utandı. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان سيكون محرجاً لها أن تخبر قسيساً أن راهبة قتلت أمها |
Bir keresinde bir rahibenin üstünü aramıştım, iki hafta kurdeşen döktüm. | Open Subtitles | فتّشتُ راهبة ذات مرّة فأصبتُ بالإسهال لأسبوعين |
Şu mekanın kapısı bir rahibenin bekâret kemerinden daha sıkı kilitlenmiş. | Open Subtitles | الباب في تلك الغرفة أشدّ إحكاماً من حزام عفّة راهبة |
rahibenin biri İsa'nın lekelenmiş kanını içerken rahatsızlandı. | Open Subtitles | ثمة راهبة سقطت مريضة وهى تحتسى نخب دماء المسيح الفاسدة |
Kalbinde bir cerrahi aletle başlıyor ve bir rahibenin içindeki bir cerrahi aletle bitiyor. | Open Subtitles | تبدأ بأداة جراحية في قلبك و تنتهي بأداة جراح في راهبة |
Ama işler bitince, paran bir rahibenin yaşamından daha temiz olacak. | Open Subtitles | لكن نهاية الأعمال، ستعمل أموالك تكون أكثر نظافة من التاريخ متصفح راهبة. |
Şeytan Briarcliff'te, en sevdiğin genç rahibenin içinde yaşıyor. | Open Subtitles | "الشيطان الذي يعيش في مصحّة "برايركليف هو راهبتك الصغيرة المفضلة |