| Hala durmuş, ışıktan daha hızlı yol alan ve düzgün bir alıcı rampası olmayan Atılgan'a ışınlanmaktan bahsediyoruz. | Open Subtitles | وهي تنطلق أسرع من الضوء ولا يوجد منصة مجهزة للهبوط عليها |
| Özel sektörün fırlatma rampası. Yere indiğin an zenginsin. | Open Subtitles | منصة إقلاع للقطاع الخاص إن حصلت عليها ستصبح ثرياً |
| İlk önce rampası olan bir restoran seçiyorsun ve şimdi de VIP girişini kontrol ediyorsun. | Open Subtitles | حسناً ، أولاً إخترت مطعماً لديه منحدر . و الآن تتفقدين صندوق الأشخاص المهمين |
| İstasyondan kamptaki yükleme rampası kaç kilometre? | Open Subtitles | من المحطة حتى رصيف التحميل في المعسكر... كم تبعد المسافة؟ |
| Önde elektrikli kapı vardı ama erişim rampası yoktu. | Open Subtitles | ذلك المصعد فى المقدمه لكن بدون تعلية |
| Depo rampası kasabanın bu tarafında. Makinist nasıl duracağını biliyor. | Open Subtitles | المنحدر العامودي بهذا الجانب من البلدة المهندس يعرف كيف يتوقف |
| Salmanassar ilk olarak askerlerine şehir surlarının üstüne doğru büyük bir kuşatma rampası yaptırdı. | Open Subtitles | أوّل ما فعله (سنحاريب) أن أمر جيشه ببناء منصّة حصار ضخمة حول أسوار المدينة |
| Roket rampası gibi şekli olan en sevdiğim. Harmanlıyor mu? | Open Subtitles | أحبّ تلك الهيئة مثل قاذفة الصواريخ هل تجمعهم؟ |
| Bu uzay gemisinin fırlatma rampası. | Open Subtitles | هذه منصة إطلاق الصاروخ |
| Fırlatma rampası oluşturuluyor. | Open Subtitles | منصة الإطلاق يتم بنائها |
| Fırlatma rampası oluşturuluyor. | Open Subtitles | منصة الإطلاق يتم بنائها |
| Portatif geri-dönüş rampası. | Open Subtitles | منصة محمولة لإعادة الدخول |
| Hedefimiz mobil uydunun fırlatma rampası. | Open Subtitles | الهدف هو منصة إطلاق عائمة |
| Tekerlekli sandalye rampası olması gerekiyor çünkü, bacak kemikleri olmadan doğan bir sürü kuzenim var. | Open Subtitles | ويجب أن تكون بها منحدر للكراسى المتحركة لأنه لدىّ الكثير من الأقارب ولدوا بدون عظام الأرجل |
| Bina ile ilişkinin canına okunduğu için üzerine bir engelli rampası yerleştirdik böylece kendimizi daha iyi hissedeceğiz. Yani ön tarafa doğa yara bandı koyduk. | TED | لأن العلاقة بين تجارة التجزئة قد دمرت، نضع منحدر المعاقين على ذلك ، ثم لنجعل أنفسنا تشعر بتحسن، وضعنا طابع إسعافات أولية أمامه |
| Hayır Kenneth, bir motosiklet rampası almasına izin verdim ama motor almasına izin vermedim! | Open Subtitles | لا يا "كينيث", لقد تركته يشتري منحدر لدراجة بخارية بدون دراجة بخارية |
| Garajda bir yükleme rampası olması lazım. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك رصيف تحميل في المخزن |
| - Yükleme rampası yok, personel girişi yok. | Open Subtitles | -لا رصيف تحميل ولا مدخل موظّفين ... |
| Büyük anneme tekerlekli sandalye rampası yapmak için biraz kereste almak istiyordum. | Open Subtitles | هو فقط... أردتُ بِناء a تعلية كرسيِ معوّقين لجدتِي وأنا أردتُ أَنْ أَشتري بَعْض الخشبِ. |
| Tekerlekli sandalye rampası mı? | Open Subtitles | أي تعلية كرسيِ معوّقين؟ ! |
| 710 ve beşinci otobanlardaki doğu rampası hasar gördü. | Open Subtitles | المنحدر الشرقي بين تقاطع الطريق 710 و الطريق السريع 5. |
| Yük rampası kapandı. | Open Subtitles | المنحدر القابض للحمولة أغلق للتو. |
| Bu bir yükleme rampası, Alec, geçmişe... geleceğe... | Open Subtitles | إنها منصّة إطلاق يا (آليك) نحو الماضي... نحو المستقبل... |
| Bunlar roket rampası. | Open Subtitles | هاهي، هاي قاذفة الصواريخ |