Kafanın tam arkasına. Ama onlara reddedemeyecekleri bir teklif sundun. | Open Subtitles | فقدمت لهم عرض لا يمكنهم رفضه متى و قتل الرجل سوف يجنى أموال |
Persler, Spartalılara reddedemeyecekleri bir şey önermiş gibi. | Open Subtitles | يبدو أن الفرس عرضوا على أسبرطة شيء لا يُمكن رفضه. وما هذا؟ |
Bir Bugsy Siegel hamlesiyle onlara reddedemeyecekleri bir teklifte bulundum. | Open Subtitles | قمت بعمل عصابات وقدمت لهم عرضاً لم يسعهم رفضه. |
Bir Bugsy Siegel hamlesiyle onlara reddedemeyecekleri bir teklifte bulundum. | Open Subtitles | قمت بعمل عصابات وقدمت لهم عرضاً لم يسعهم رفضه. |
Bunu çözebiliriz. Tüm kabinemle birlikte Greenville gideceğiz ve Electrolux'e reddedemeyecekleri bir öneri sunacağız." dedim. | TED | نستطيع إصلاح هذا. سنذهب إلى غرينفيل مع مجلسي الاستشاري وسوف نقدّم لإلكترولوكس عرضًا لن تتمكن من رفضه." |
Ama nihayetinde bölgemdeki bütün orta seviyeli satıcıları bir araya topladım ve onlara reddedemeyecekleri bir teklif yaptım. | Open Subtitles | ...لكن في النهاية بالتوجه إلى كل التجار من المستوى ... المتوسّط في دائرتي ...وتقديم عرضٍ لا يُمكنهم رفضه |
Onlara reddedemeyecekleri bir teklif yaptı. | Open Subtitles | قدم لهم عرضا لا يستطيعون رفضه. |
"Onlara reddedemeyecekleri bir teklif yapacağım." | Open Subtitles | سأعرض عرض لا يستطيعون رفضه |
Onlara reddedemeyecekleri bir teklifte bulunun. | Open Subtitles | قدم عرضاً لا يمكنهم رفضه |