Makul reformun olmadığı, ve biz makul reformun olmadığı bir dünyada, bir gelecekte yaşayamayız. | TED | لا إصلاح ملموس، و لا يمكننا قبول عالم، مستقبل خالٍ من الإصلاح |
Ancak reformun zamanlaması yanlış olmuş. | Open Subtitles | لكنه لم يكن الإصلاح الملائم في الوقت الملائم |
Bu reformun doğasında var. | Open Subtitles | هذا هو جوهر الإصلاح. |
Ve eğer, kişisel bir sağlık hareketi başlatmazsak reformun içine bunu bir şekilde koymazsak hiçbir şekilde ilerlemeyeceğiz. | TED | و إذا لم نبدأ حركة للرعاية الصحية الشخصية وهدف نشترك فيه جميعا للإصلاح إذا سنلزم مكاننا و لن نتقدم. |
Bu yasaklamalar, reformun karşısında dev bir dalgaya karşı küçük bir çakıl taşı gibi duruyor. | Open Subtitles | وتلكالموانعهى عقبةصغيرة... فى طريق الموجة الكبيرة للإصلاح ... |
Bu reformun ana fikri şuydu: | Open Subtitles | الهدف من هذا الإصلاح |
(Gülüşmeler) (Alkış) Şimdi, kendi yıkımımızın kenarındayız demek yerine, tıpkı 16.yy'daki dini Reformda olduğu gibi şu anda da önemli bir reformun içinde olduğumuza inanmayı tercih ediyorum. | TED | (ضحك) (تصفيق) الآن، بدلا من القول أننا نقف على حافة إندثارنا، أفضّل الإعتقاد أننا أخذون في الإنخراط في إصلاح جذري، إصلاح أشبه بالإصلاح الديني الذي حدث في القرن السادس عشر. |