Reis Deleware'in öldürüldüğüne ve senin bu konuda bir şeyler anlatabileceğine inanıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعتقد اغتيل رئيس ولاية ديلاوير وأنت قد تكون قادرة على أن تقول لنا شيئا عن ذلك. |
Ama onun dışında Wexford'la Reis Deleware'i öldüren balen arasında bir bağlantı kuramıyorum. | Open Subtitles | لكن مقدمو الاديره جانبا، ونحن لا يمكن الاتصال به بأي شكل من الأشكال إلى البلين التي قتل فيها رئيس ولاية ديلاوير. |
-Sence Reis Deleware, kendi halkından biri tarafından mı öldürüldü? | Open Subtitles | هل تعتقد ربما فعلا قتل رئيس ولاية ديلاوير التي كتبها واحد من تلقاء نفسه؟ |
Reis Deleware'in alfabesini çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | اه، في الواقع، وأنا أحاول لمعرفة رئيس ديلاوير. |
Sonra Sid'in, Reis Deleware'in bacağında bulduğu kıymığı araştırdım. Dişbudak olduğu çıktı. | Open Subtitles | ثم قمت بتحليل منشقة أن معاوية سحبت من الفخذ رئيس ديلاوير. |
Tıpkı Reis Deleware'in sana göstermeye çalıştığı gibi, Liam. | Open Subtitles | ثم، لماذا لا يتم تثقيف لنا؟ مثلما حاول رئيس ولاية ديلاوير القيام به بالنسبة لك، ليام. |
Reis Deleware bu süreyi, işleri yoluna koymak için değerlendirdi. | Open Subtitles | لذلك، يستخدم رئيس ولاية ديلاوير التي الوقت في محاولة لجعل الأمور في نصابها الصحيح، |
-Tamam ama Reis Deleware, hakkında öğrendiklerimizden anladığımız kadarıyla, kabilesinin itibarını korumaya çalışıyormuş. | Open Subtitles | نعم، وليس ذلك فحسب، ولكن من ما تعلمناه عنه، رئيس ولاية ديلاوير كان كل شيء الحفاظ على سلامة قبيلته. انها فقط لا يبدو وكأنه سيكون شيئا الأمامي من هذا القبيل. |
Reis Deleware'in bütün koleksiyonunu devralacaklar. | Open Subtitles | خرجت لتوها من الهاتف مع مندوب من متحف للهنود الأميركيين في حديقة البطارية. وهم في طريقهم لتأخذ في كل جمع رئيس ديلاوير. |