Renan, zaten Meru'ya gidemez. Adam sakat, belki de ömür boyu, ciddiyim. | Open Subtitles | رينان لا يستطيع الذهاب لميرو هو ممكن أن يصبح مقعد لباقي حياته |
Asma çadırı kurup, içine girdiğimiz an işte, Renan'ın dağıldığı andı. | Open Subtitles | عندما إنتهينا اخيرا من بناء الخيمة ودخلنا ذلك عندما إنهار رينان |
Renan'ın acemiliği aslında hiç tereddüt etmeme neden olmuyordu. Yeterince güçlü olduğunu ve sistemi bildiğini biliyordum. | Open Subtitles | رينان أوزترك رسام ومتسلق سبق وان خاض تجربة ميرو |
Renan'ı daha önce duymuştum ve onun, Kuzey Altıpatlar Dağı'na solo tırmanışını konu alan bir film izlemiştim. | Open Subtitles | لقد سمعت عن رينان ولقد رأيته في أحد أفلام التسلق لقد كان يقوم بتسلق حر منفرد بشكل رائع |
Daha aşağı inmeden, kendi kendime "Pekala, muson öncesi mi yoksa muson sonrası mı geri gelirim? ... ...ne zaman döneriz ve bu sefer neyi daha iyi yapmalıyız?" diye düşünüyordum. 2008'den sonra, Renan'la birlikte birkaç çekim yaptık. | Open Subtitles | و هل سنقوم بفعلها بشكل افضل ؟ بعد 2008 أنا و رينان قمنا بعدة محاولات معا |
Ama Renan'la, Jackson Hole'de bir reklam projesi için çekim yapıyorduk. | Open Subtitles | . أنا و رينان كنا نصور إعلان في جاكسون هول |
Büyük bir işti ve her ne kadar usta bir kayakçı olmasa da Renan'dan çekimleri yapmasını rica ettim. | Open Subtitles | كان عمل كبير وسألت رينان لتصوير الفلم حتي مع أني أعلم أنه ليس متزلج جيد |
Birlikte aşağı doğru süzülürken, Renan'n dengesini kaybettiğini gördüm. | Open Subtitles | توجهنا للأسفل معا عندما رأيت رينان يتزلج |
Nasıl bir manzarası olduğunu bir yerde göreceğiz. Renan'ın durumu stabil olur olmaz başladığım işi bitirmek için Jackson'a geri döndüm. | Open Subtitles | سنري كيف سأكون علي إرتفاع معين عندما علمت بأن حالة رينان مستقرة |
Renan'ın, ölüme yakın kazasından dolayı Jimmy, aşırı derecede sarsıldı. | Open Subtitles | بعدما قارب رينان علي الموت جيمي كان مصدوم للغاية |
Yani kimse, Renan bunu atlatabilecek mi bilmiyordu. Renan'la birlikteydik. | Open Subtitles | لا أحد يعلم إذا كان سينجح رينان في الامر او لا أنا ورينان كنا معا حصل علي طوق لرقبته |
Ama diğer yandan içten içe, Demem gerekeni biliyordum aslında, "Renan, fiziksel olarak Meru'ya dönmeye hazır değilsin." demeliydim. | Open Subtitles | في عقلي كنت أقول ربما أنت يا رينان لست جاهزا جسديا لميرو |
Üçümüzün bir araya geldiği bir anda Jimmy, Renan'ın bizimle gelme konusunu açtı. | Open Subtitles | كانت تلك اللحظة عندما إجتمعنا نحن الثلاثة وجيمي قام بإختلاق حجة ليأتي معنا رينان |
Jimmy'i karşıma aldım ve ona, "Biliyorsun Bu konuda pek istekli değilim Yani, Renan'ı oraya götüremezsiniz Ya oralarda ölürse?" dedim. | Open Subtitles | لقد قابلت جيمي وقلت له أنت تعلم أنا لست جيدة في هذا أنت تعلم أنك لا تستطيع أخد رينان للأعلي |
Ama ne dediysem Jimmy'i, Renan'ı geziden çıkarmaya ikna edemedim. | Open Subtitles | ولكن لم أستطع التكلم مع جيمي حول فصل رينان من الرحلة |
Renan için endişeleniyordum. Ama takımın iyiliği adına da endişelerim vardı. | Open Subtitles | كنت قلقة علي رينان وأيضا قلقة علي كامل الفريق |
Renan, Meru'ya gitmeye karar verdi ve uçak bileti alıp, bana söylemedi bile. | Open Subtitles | رينان بالفعل قرر الذهاب وإشتري تذكرة بدون أن يخبرني حتي |
Onun köpeği değiliz ama. Kuskus. Renan'ı izliyordum, sersemlemiş ve yavaş gibiydi. | Open Subtitles | لسنا كلابه كسكسي كنت أراقب رينان و بدي مشوش وبطيء الحركة |
Beş, altı saattir yani. Sen ne diyorsun Renan? | Open Subtitles | خمس أو ست ساعات للان كيف الوضع في الخارج يا رينان |
Renan, sert bir şekilde kafa üstü düşüp, kafatasını kırdı. | Open Subtitles | رينان هبط علي رأسه وكسر جمجمته بخشونه |