| Bebeğe hanemizin renklerinden bir elbise bile dikmişti. | Open Subtitles | حتى أننا طرزنا لها فستاناً على ألوان بيتنا |
| Bebeğe hanemizin renklerinden bir elbise bile dikmişti. | Open Subtitles | حتى أننا طرزنا لها فستاناً على ألوان بيتنا |
| Burada Newton'ın o yıl pek çok şey yaptığını söylüyorum: yer çekimi, hareket yasası, kalkulüs, beyaz ışığın gökkuşağının tüm renklerinden oluşması. | TED | أقول هنا أن نيوتن فعل الكثير من الأشياء في تلك السنة: الجاذبية، قوانين الحركة، حساب التفاضل والتكامل، الضوء الأبيض المكوّن من كل ألوان لقوس قزح. |
| Çünkü onlar ışığın, gökkuşağının tüm renklerinden oluştuğu gerçeğinin görsel bir yansımasıdır. | Open Subtitles | لأنها تمثيل بصري لحقيقة ان الضوء مكوّن من جميع الوان قوس قزح |
| Yıldız ışığı gökkuşağının tüm renklerinden, sayısız farklı dalga boylarından oluşur. | Open Subtitles | ينتج ضوء النجوم ما لا يُعد من اطوال الموجات المختلفة وهي كل الوان قوس قزح |
| O turunçgil renklerinden işte. | Open Subtitles | أحد ألوان الحمضيات.. أنت تعرفها طبعا؟ |
| renklerinden belli. | Open Subtitles | إنها مُشفرة عن طريق ألوان الأسلاك. |
| Gökkuşağının bütün renklerinden var. | Open Subtitles | كلّ ألوان قوس قزح. |