Bu akım masası, tüm masanın üstünde renkli güneş hücreleri bulunuyor. | TED | هذه الطاولة، حيث سطح الطاولة بأكمله يتضمن هذه الخلايا الشمسية الملونة. |
Tabii ki istiyorum. O zaman sakin ol. renkli olmayan lambaları söndür. | Open Subtitles | إذاً استرخي ، وأغلقي جميع الأنوار التي لا يوجد بهـا مصابيح ملونة |
Turuncu renkli fıçıları yerleştirdik ve insanlar yerden bitmiş gibi sokağa geldiler. | TED | لقد وضعنا البراميل برتقالية اللون ثم توافد الناس الى الشارع على الفور |
Bundan sonra maçlar için renkli bir TV almak istiyorum. | Open Subtitles | شيء آخر أريد أن أفعله أن أشتري تلفزيون ملون للألعاب |
Onları beraber boyayabiliriz ya da o güzel renkli sayfalardan kesebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نلونها معاً أو يمكننا قصها من الورق الملون الجميل؟ |
Bulmayı seviyorum, giyinmeyide ve şu sıralarda da, her durum için farklı renkli ve çılgın kıyafetlerin fotoğraflarını çekip blog yazıyorum. | TED | انا احب ان ارتدي و أجد ملابس جديدة ولاحقاً تصوير وتدوين ونشر عدة ألوان من الملابس الجنونية من اجل مناسبة واحدة |
Bu vahşi alan, fantastik yaratıkların evi ve renkli, hayat dolu bir yerdi. | TED | لقد كان ذلك المكان البرّي المليء بالألوان والحياة، موطن لتلك الكائنات الغريبة الخياليّة. |
Bir sürü renkli topla oynanan bu oyunun adı ne? | Open Subtitles | ما اسم لعبة بها العديد من الكرات الملونة متل هذه |
Bir sürü renkli topla oynanan bu oyunun adı ne? | Open Subtitles | ما اسم لعبة بها العديد من الكرات الملونة متل هذه |
Resim yapmak için biraz kâğıt ve renkli kalem alabilir miyim? | Open Subtitles | هل بأمكاني الحصول عل بعض الاوراق والاقلام الملونة لأرسم بها ؟ |
diye sordular. Bu sonunda ellerinde ne olacağı ki bu da bir başka renkli fotoğraf. | TED | هذا ما سينتهون عليه، وهي صورة فوتوغرافية ملونة أخرى. |
Ancak, gülümsemesinden yola çıkarak renkli giydiğini fark edebilirsiniz. | TED | ولكن من طريقة ابتسامها في الصورة، يمكنكم معرفة أنها ترتدي ملابس ملونة. |
Ve ne yazık ki onlar orijinalinde renkli görünmüyorlar. | TED | واعتذر لتخييب ظنكم, لكنها لا تاتي ملونة |
Şık turuncu renkliydi. Aynı renkli başka cüzdan pek yoktur. | Open Subtitles | هذا اللون البرتقالى المميز لا يحتمل ان يوجد اثنين منها |
Birkaç saniye içinde karasineğe 30 kadar krem renkli yumurta yüklenmiş oldu. | Open Subtitles | في غضون ثوانٍ، ستكون الذبابة قد كُسيَت بحوالي 30 بيضة كريمية اللون. |
Hafif mavi renkli su içerisinde yüzen 20 köşeli boya. | Open Subtitles | إنه حجر نرد ذي عشرين وجها مثلثة ملون بماء أزرق |
Babam içinde renkli sıvılar bulunan buzlar için uzun yol kat etti. | Open Subtitles | والدي سوف يقطع مسافات بعيدة من أجل الثلج الذي بداخله سائل ملون |
Küçük çocuklar, özellikle, renkli paketler ve plastik oyuncaklardan etkileniyorlar. | TED | وخاصة الاطفال الصغار الذين يتم خداعم بالتعليب الملون .. والرسومات الجذابة والالعاب البلاستيكية |
Biraz fazla olursa, uyuyamaz. Ve koyu renkli yastık kılıfı. | Open Subtitles | أي شيء آخر، لن يستطيع النوم، بموسدة ذات ألوان غامقة |
Ve eğer gerçek bir Amerikalı olarak yaşamışsan... hepsini renkli olarak izleyebilirsin. | Open Subtitles | وإذا كانت حياتك مثل أى مواطن أمريكى صالح سترى هذا الشريط بالألوان |
Zamanında yerel kanun kuvvetleri için epey renkli şeyler yapmış. | Open Subtitles | جعل الأمور ملوّنة جدّاً لعودة تطبيق القانون المحلي في اليوم. |
Ekranda bir ton kırmızı görmeye devam edebilirsiniz, çünkü daha geniş renkli bulutlarla artışları gösteriyoruz, kırmızılı daha büyük alanlar. | TED | لا تزالون ترون بقعة حمراء في الشاشة، لأننا نظهر زيادة في شكل سحب أكبر، أي مناطق أكبر ذات لون أحمر. |
Ama belki şu duvarı çarpıcı renkli bir şeye boyayabiliriz | Open Subtitles | و لكن يمكننا أن ندهن هذا الحائط بلون مرح اللهجة. |
Sizin şimdi renkli televizyonunuz da vardır. | Open Subtitles | والشيء الآخر الذي ستخبرني إياه أنه لديكم تلفاز ملوّن ؟ |
- Bir keresinde gri renkli olanlardan almıştın. | Open Subtitles | النقانق التي كنت تشترينها كان لونها رماديا |
Fakat o gün büyükannem başka bir şeyi de kaybetti; sahip olduğu tek mutluluğu; renkli giyinmek. | TED | ولكن في ذلك اليوم كانت ستفقد شيئًا آخر أيضًا، الأمر الوحيد الذي يبهجها: وهو ارتداء الألوان. |
renkli benekleriyle kağıda sarılmış şekerleri severdim ve sıvı şekerle doldurulmuş küçük şişeleri. | Open Subtitles | كنتُ أحب النقط الملوّنة اللواتي كنّ ملتصقات بالورقة وتلك الزجاجات المملوءة بالسائل الحلو |
Simdi ifadeni gazeteye bastırmaya gidiyorum renkli fotoğrafın ile birlikte. | Open Subtitles | والان ساطبع المقاله في الجريده مقاله طويله مع صوره ملونه |