| Buraya gelirken, otobüs duraklarındaki en az 40 bankta senin resmini gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت صورتك على أربعين كرسي إنتظار للحافلات تقريبًا، بينما كُنْتُ أقود فِىَ المدينة. مِنْ الجيد معرفة |
| resmini gördüm ve seninle tanışmayı gerçekten istedim. | Open Subtitles | رأيت صورتك وأردت حقاً أَن أُقابلك |
| Bugün okul kütüphanesinde National Geographic'te bir kadının resmini gördüm. | Open Subtitles | اليوم في مكتبة المدرسة رأيت صورة في مجلة ناشيونال جيوغرافيك |
| Öyle değil. Rohit'in resmini gördüm ben. | Open Subtitles | [أنه ليس عذراً , [راج لقد رأيت صور [روهيت] بـ نفسي |
| - Odanda onun resmini gördüm. - O babamın yerini almıştır. | Open Subtitles | لقد رأيت صورته فى غرفتك إنه يأخذ مكان أبى |
| Gazetede resmini gördüm... evle beraber olanı. | Open Subtitles | رأيت صورتك في ورقة ، واحد معك والمنزل. |
| Güzel çünkü resmini gördüm ve içinde bulunduğun içinde bulunduğun mekânı anlıyorum. | Open Subtitles | جيد ، لأنني رأيت صورتك اليوم ...و أريد أن تعرفي أنني قد فهمت فهمت الموقف الصعب الذي انتِ به |
| Biliyorum, gazetede resmini gördüm. | Open Subtitles | أعلم هذا رأيت صورتك في الجرائد |
| Demin mutfakta resmini gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت صورتك في المطبخ |
| resmini gördüm, Kate. Ben bir katil değilim. | Open Subtitles | رأيت صورتك حين اعتقلتك الشرطة (كايت)، أنا لست قاتلًا |
| Ama senin Papa ile resmini gördüm. | Open Subtitles | لكنني رأيت صورتك مع البابا |
| Bankta adamın resmini gördüm. Taç giyip baş parmağını kaldırmış. | Open Subtitles | رأيت صورة وراء مقاعد البدلاء، ترتدي التاج والابهام إلى أعلى. |
| Çünkü demin resmini gördüm ve çok farklı görünüyordu. | Open Subtitles | لأنني رأيت صورة لها بالداخل وهي تبدو مختلفة الآن |
| Bende şu vampir kitaplarından var, ve ben onun bir resmini gördüm 1819 yıllarında bir kızla birlikte. | Open Subtitles | أنا لدي كتب مصاصي الدماء تلك و رأيت صورة له مع فتاة على مايبدو في عام 1819 |
| Evdeyken Pauline'in birkaç resmini gördüm. | Open Subtitles | أتعلمون,عندما كنت في المنزل (رأيت صور عديدة ل (باولين |
| Evet, onun gazetedeki resmini gördüm. | Open Subtitles | وكانت له صورة في الصحف الأخبارية |
| - Odanda onun resmini gördüm. - Babamın yerini aldı. | Open Subtitles | لقد رأيت صورته فى غرفتك إنه يأخذ مكان أبى |
| Post gazetesinde resmini gördüm. Bir terörist tarafından vurulmuş. | Open Subtitles | رأيت صورتها في جريدة "البوست" قالوا إنها ماتت على يد إرهابي؟ |
| Yangının resmini gördüm... ve çocukları,... ve onlardan bir tanesi bendim. | Open Subtitles | رأيت صوره للحريق وللأولاد و واحد منهم كان أنا |
| Kızın resmini gördüm. | Open Subtitles | لقد سبق أن رأيت صورها |
| senin balo resmini gördüm, Buzz Lightyear. | Open Subtitles | ،لقد رأيتُ صورة تخرج يا بز لايتيير |