Bu evrenin ritim ve harmonisini keşfeden ses temelli bir planetaryum gösterisi | TED | هذا عرض في القبة السماوية يعتمد على الموسيقى يشرح الإيقاع والتناغم للكون. |
Dedikodulara göre caza karşı bir zaafı varmış ritim senin ruhuna işlemiş bebeğim. | Open Subtitles | ثمة شائعة تقول أنه يعشق الجاز، وأنت كذلك، وقع الإيقاع بداخلك يا عزيزتي. |
ritim merkezleri, sol frontal korteks sağ beyincik, sol parietal kortekste bulunuyorlar. | Open Subtitles | و الإيقاع بالجانب الأيسر الأمامي, و بيمين المخيخ, و يسار القشرة المخية |
Michael Thomas: Bu bir melodi, ritim, hal veya tavır mı? | TED | مايكل تيلسون توماس: ألحن هو أم إيقاع أم مزاج أم سلوك؟ |
İşte bir esas tempo ve karşıt bir kapalı temposu olan iki tempoluk ritim. | TED | هاهنا إيقاع بنغمتين أساسيتين: نغمة رئيسية و نغمة منخفضة معاكسة، |
DÜnyadaki tüm diğer kızlar dans edebilir, ama benim ritim duygum yoktur. | Open Subtitles | كيف أن كل بنت في العالم بإمكانها الرقص ولكنني لا امتلك الايقاع |
Fakat müziksel ritim için sabit biçimde tekrar eden bir tempo dizisi yeterli değildir. | TED | ولكن في الإيقاع الموسيقي، فإن سلسلة منتظمًة من نغمات مفردة متكررة ليس كافيًا. |
Standart notalarda ritim, bir ölçü çizgisi üzerinde gösterilir fakat başka yollar da vardır. | TED | في الترميز القياسي ، يوضح الإيقاع على سلم موسيقي، إلا أن هناك طرقاً أخرى. |
Şimdi bu karışık ritim ve tepedeki temel iki tempo hariç her şeyi kaldıralım. | TED | الآن، لنقم بإزالة كل شيء عدا هذا الإيقاع المشترك، والنغمتين الأساسيتين في الأعلى. |
Onun yerine sesi kullandık. Ses perdesi, ton, ritim, ses şiddeti gibi özellikleri dinlemek için, seslerin arasındaki hikâyeyi anlamak için. | TED | بدلاً من ذلك، نستخدم الصوت لنسمع خصائص كالاهتزازة و النغمة و الإيقاع و الصوت. لتخمين قصة خلف الأصوات. |
Müzik şu parçalara ayrılır: ritim, melodi ve harmoni, tıpkı yaşamlarımız gibi. | TED | الآن، لدى الموسيقى هذه الأجزاء:- الإيقاع واللحن والانسجام الموسيقي، تمامًا مثل حياتنا. |
Eğer bugünkü günlük yaşamınız hakkında düşünürseniz, her gün farklı ölçeklerden geçiyorsunuz, ve birçok farklı ritim ve hız değişikliğinden geçiyorsunuz. | TED | إذا فكرت في حياتك الآن فأنت تمر في كل يوم خلال عدة مستويات عدة تغيرات في الإيقاع و الوتيرة |
Esas tempo, kapalı tempo ve ikincil temposu olan üç tempoluk bir ritim. | TED | أو إيقاع بثلاث نغمات، بنغمة رئيسية، ونغمة منخفضة و نغمة ثانوية. |
Örneğin, dört tempolu bir sistem elde etmek için kapalı tempoları, iki tempolu bir temel ritim ile birleştirebiliriz. | TED | على سبيل المثال، يمكننا جمع إيقاع أساسي ثنائي النغمة مع نغمات منخفضة، لنحصل على نظام رباعي النغمات. |
Bir sekiz tempolu sistemde üç katmanlı dairelerimiz vardır ve her ritim, farklı bir enstrüman tarafından çalınır. | TED | لدينا في نظام النغمات الثُماني ثلاث طبقات من الدوائر، كل إيقاع يُعزَفُ بواسطة آلة موسيقية مختلفة. |
Bir melodi ya da ritim mi? ya da bir ruh hali veya tavır mı? | TED | هل هو النغم ام الايقاع هل هو المزاج ام السلوك |
Aşırı heyecan durumlarında oluşan ritim bozukluğunu düzeltmek için bir elektrik akımı yolluyor. | Open Subtitles | إنّه يُوصل ضربة من الكهرباء لتصحيح عدم إنتظام ضربات القلب خلال حالات التوتر. |
Kızımın regi sevdiği ortaya çıktı, eşim, minik bedenine müziğe göre ritim verdiğinde gülümsüyordu. | TED | تبينت أن طفلتي تحب موسيقى الريغي، فقد كانت تبتسم حينما كان زوجي يهز جسمها الصغير لأعلى وأسفل مع ايقاع الموسيقى. |
İnamrinon, ritim bozukluğuyla trombositopeniye neden olabilir. | Open Subtitles | الإنامرينون قد يسبب اضطراب النبض و تخثر دموي |
Evet, ama sanırım dakiklik ritim'de biraz farklı. | Open Subtitles | لم أتأخر أبداً بلى ، ولكن أعتقد أنّ الدقة في المواعيد لاعلاقة لها بالإيقاع |
Aşırı sıcaktan kaçınmak çöl yaşamına bir ritim dayatır. | Open Subtitles | يفرضُ تجنّب الحرارة الشديدة إيقاعاً على حياة الصحراء |
Nefes ve ritim, tetiği çekme, uyumlu değil.ayrıca,tüfeği tuttuğunda, | Open Subtitles | لابد من وجود تناغم بين تنفسك وإطلاقك للنار وهذا غير موجود عندك بدرجة كبيرة ... بالإضافة إلى هذا , عندما تُمسك بالبندقية |
Obuayı, klarneti ve siyah zımbırtıları istiyorum... ritim bölümümüz de yıldırım gibi saldıracak. | Open Subtitles | أريد من الآلات أن تكون مجهزة وفرقة اللحن هنا مجهزة |
Kalbindeki ritim bozukluğunu görüntülemek için onu ağır yatıştırıcılarla uyutuyorlar. | Open Subtitles | إنهم يبقونها تحت تخدير عالي لمتابعة نبضات قلبها الغير منتظمه |
ritim bozukluğu, yüksek hematokrit ve değişken tansiyon. | Open Subtitles | إضطراب بنظم القلب إرتفاع بخضاب الدم |
Bunlar ritim sözlükleri. | Open Subtitles | سنحاول كتابة أنشودة لنا هذه قواميس سجع لكم كلكم |