Sonra da roketi üzerinden çıkarırım ve Andy'nin evine kaçarız. | Open Subtitles | و بعدها سأبعد هذا الصاروخ عنك و سندخل منزل أندى |
Sonra da roketi üzerinden çıkarırım ve Andy'nin evine kaçarız. | Open Subtitles | و بعدها سأبعد هذا الصاروخ عنك و سندخل منزل أندى |
roketi de unut. Şu bir sürü emek harcadığın roketi unut. | Open Subtitles | انسى الصاروخ , ييجب ان تنساه لقد قمت بالعمل الكثير الشاق |
Geriye Bruce ve ekibine roketi tamamlamak için 47 gün kalıyor. | Open Subtitles | ممايعطيلـ (بروس)وفريقه.. أربعة وسبعون يوماً ليصنعوا مسبار الإمدادات |
L.A.W.S. roketi: çok amaçlı ve bir atışlık ve tek kullanımlık bazuka. | Open Subtitles | قاذفة صواريخ لاو متعددة الأغراض و الاستخدامات و تطلق قذيفة واحدة و ُترمى بعد الاستخدام |
Ana roketi ateşlemeye hazırlanıyorum. | Open Subtitles | نستعد لبدء الاحتراق في المحرك الصاروخي الرئيسي |
Şu arabadakiler o roketi yapanlar olabilir. | Open Subtitles | قد يكون صاحب هذه السيارة هو من بنى الصاروخ |
milyonlarca bilgi barındıran... bir oda büyüklüğünde bilgisayar, yada Saturn 5 roketi. | Open Subtitles | مثل صنع حاسب آلي يمكن وضعه في غرفة واحدة و يحتوي على ملايين المعلومات أو الصاروخ ساتيرن 5 |
roketi üzerime doğru gelirken görmek beni o günlere götürdü. | Open Subtitles | ورؤيتى لهذا الصاروخ أرجعتنى إلى هناك مرة أخرى |
Çünkü eğer vardıysa büyük ihtimalle batıdan esiyordu ve bu da demek oluyor ki roketi tam şuraya sürükledi. | Open Subtitles | لأنه إن كانت كذلك من المحتمل أنها أتت من الغرب مما يعنى أنها قد تكون دفعت الصاروخ |
Burası da tam olarak bu roketi bulduğumuz yer. | Open Subtitles | وهو نفس البعد الذى وصل إليه هذا الصاروخ يا سيد ترنر |
roketi bir dakika içinde ateşleyeceğiz ama önce bir teşekkür konuşması yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | سنطلق الصاروخ خلال دقيقة لكنى كنت أود أن أشكر الجميع |
Ve son olarak bu roketi ithaf etmek istediğim kişiler annem ve babam. | Open Subtitles | وأخيراً أود أن أهدى هذا الصاروخ لأمى ولــ أبى |
Şu roketi alıp çöplüğe atmalarını söyle. | Open Subtitles | دعيهم يأتون ليحصلوا على ذلك الصاروخ ويأخذوه إلى ساحة الزبالة |
roketi birebir orijinalindeki özelliklere göre tekrar yapacağız. | Open Subtitles | نحن سنعيد بناء الصاروخ إلى المواصفات المضبوطة كالأصلية |
Ama sen bunun yerine muhbirimi ve senin iki adamını öldüren roketi tespit edemeyen bir casus uçak gönderdin. | Open Subtitles | لكن بدلاً من ذلك، أنت أرسلت طائرة مراقبة والتي أخفقت باكتشاف الصاروخ الذي قتل مخبري وإثنان من رجالك |
roketi falan arızalanmış olmalı. Zaferimiz tamamen şanstı. | Open Subtitles | أنه الصاروخ لابد أنه تعطل أنتصارنا كان مجرد حظ |
Şimdi ben astronotum ve Uluslararası Uzay İstasyonu'na bir soyuz roketi götürmek için pazar günü Rusya'ya uçacağım. | Open Subtitles | أترين ، أنا رائد فضاء و سوف أغادر لروسيا يوم الأحد حتى أخذ الصاروخ لمحطة الفضاء الدولية |
CAPE CANAVERAL IRIS ROKETİ FIRLATMASI | Open Subtitles | قاعدة (كيب كانافيرال) الجوية إطلاق مسبار (آريس) |
Hatta evin önünde şişe roketi atmayı bile düşündüm. | Open Subtitles | حتّى أني تخيّلتُ أننا نقذف صواريخ مصنوعة من القوارير |
Ana roketi ateşlemeden önce 50'ye çıkması gerekiyor. | Open Subtitles | تحتاج للوصول ل50كيلو متر لإشعال المحرك الصاروخي |
Sırt roketi falan kullanmam ben. Gelecekte kullanmıyorsak illa ki bir nedeni vardır. | Open Subtitles | لن نفعل طائرة نفاثة , هناك سبب على أنه ليس لدينا هذه الاشياء بالمستقبل |
Dirsek roketi hazırlanıyor. | Open Subtitles | تهيئة المِرفق النفّاث |
roketi ateşle. | Open Subtitles | أطلقي الشحنة المتفجّرة |
Bu bir çözüm değil. Bir PAM roketi yeterince itiş gücü sağlamaz. | Open Subtitles | هذا ليس حلاً يا فرانك ، صاروخ واحد لا يكفي لتوجيهه اصلاً |