Ancak bana, içinde sadece iki kadın olmasına rağmen, insanın hikâyesi olduğu söylenmişti. | TED | لكنهم أخبروني أن هذه قصة عن جميع البشر، برغم حقيقة أنها تشمل امراتين فقط. |
Affedersiniz, bana kondüktörü burada bulabileceğim söylenmişti. | Open Subtitles | اعذريني، أخبروني أنني يمكن أن أجد العامل هنا |
Bana, onun bizim müttefikliğimize olan arzusunun onun İngilizleri yenme isteğinden kaynaklandığı söylenmişti. | Open Subtitles | لقد قيل لي بأن حماسه على تحالفنا ..أتى من لهفته لكي يهزم الإنجليز |
Bu bana başkaları tarafından da bir kaç kere söylenmişti. | Open Subtitles | كما قيل لي من القليل وليس الكثير أنني رجل محبوب |
Bana bunun gayri resmi bir görüşme olacağı söylenmişti, değil mi? | Open Subtitles | لقد أخبروني أن هذا اجتماع فحسب أليس هذا صحيحاً؟ |
Tam otomatik olacağı söylenmişti. | Open Subtitles | أخبروني بأنها سوف تكون اوتوماتكية بالكامل |
Gece altıya kadar burada olmamam söylenmişti. | Open Subtitles | لقد أخبروني أنك لن تأتي حتى السادسة ليلا |
Çünkü bedava akşam yemeği yiyebileceğim söylenmişti ki yemedim. | Open Subtitles | لأنّه قيل لي إنّني سأحصل على عشاء مجّاني، وهذا لم يحصل. |
Bak benim babam hapse girdiğinde iyi hissedeyim diye söylenmişti. | Open Subtitles | حين ذهب أبي السجن ، هذا ما قيل لي لكي أحس حالا أفضلا |
Bana, Dr. Hoke'un, ben gelmeden, hiçbir eşyasına dokunulmayacağı söylenmişti. | Open Subtitles | قيل لي أن أه لم يكن من عمل الدكتور هوك في قبل أن يكون لمست وصلت هنا. |
Bize, ne kadar çok et ve süt ürünleri ve kümes hayvanı eti yersek, o kadar sağlıklı olacağımız söylenmişti, öyle temin edilmişti. | TED | لقد قيل لنا, بل أُكدَ لنا كلما تناولنا المزيد من اللحوم ومنتجات الالبان, اصبحنا أكثر صحة. |
Alman askerlerine Rusların aşağı ırktan olduğu söylenmişti. | Open Subtitles | لقد قيل للألمان أن يعاملوا الروس معاملتهم لكائنات أدنى من البشر |
Bana, Romalı saygıdeğer bayların rüşvet almadığı söylenmişti. | Open Subtitles | . لقد قيل لى أن الرجال الرومان لا يطلبون الرشاوى |
Tanığın ifadesini okumasına izin verileceği söylenmişti. | Open Subtitles | لقد أُخبرنا بأنه سيسمح للشاهد أن يقرأ البيان |
Bu sabah balığa çıkacağınız söylenmişti. Neden bu kadar erken döndünüz? | Open Subtitles | لقد اخبرتنا انك ستذهب في رحلة للصيد ، ماهو سبب عودتك مسرعا |
Bize çocuğun hırsızlık amacıyla bunu yaptığı söylenmişti. | Open Subtitles | لقد أخبرونا أن دافع الفتى هو السرقة.أليس كذلك؟ |
Dilimlenmiş pastırmadan sonra başa gelen en güzel şey olduğum söylenmişti. | Open Subtitles | لقد أُخبِرت في عمرٍ مبكرٍ جداً أنني أفضل أمرٍ حصل |
Bana bunun CIA'in gizli bir kolu olduğu söylenmişti. | Open Subtitles | -6 والذى اخبرونى انه فرع خفى للمخابرات الامريكيه |
söylenmişti sana, sağlam bir eğitim almadan operasyona katılamazsın. Bu yüzden seni SWAT nefsi müdafaa kursuna veriyorum. | Open Subtitles | لا يصحّ أن تجوب المباني بلا تدريبٍ ملائم لذا سأكلفك إجراء تدريب دفاع عن النفس |
Merhaba, Dedektif Hall'u arıyorum. Ahlak Masasında çalıştığı söylenmişti. | Open Subtitles | مرحبًا، أنا أبحث عن المحقق (هال)، قيل ليّ أنّه يعمل في شرطة مكافحة الرذيلة |
Bay Callender'ı arıyorum. Burada olduğu söylenmişti. | Open Subtitles | أنا أبحث عن السيد.كالندر قُيل لي أنه هنا |
Babanızın soruşturmasına herhangi bir açıdan katılmamanız size söylenmişti. | Open Subtitles | قيل لك أن عليك ألا تشارك في أي جانب من جوانب التحقيق في جريمة قتل والدك |
Eylemlerin kelimelerden daha yüksek sesle konuştukları söylenmişti bize. | TED | قيل لنا أن الأفعال أعلى صوتا من الأقوال. |
Yalnızca So ağabeyim tarafından verilebilecek bir armağan olduğu söylenmişti bana. | Open Subtitles | لقد قيلَ لي بأنّ هناك هديّةً فقط أنت من يمكنكَ أن تقومَ يإعطائها لي. لقد قامَ بالتلاعب بي. |
Viña'da askerlerin binlerce kişiyi öldürdüğü söylenmişti. | Open Subtitles | لقد أخبرونا في فينيا أن الجيش يعدم الالاف من الناس هنا |