Ama her kalp krizi sizi sözlükteki ölüm kelimesine getirmez. | Open Subtitles | و لكن ليسَت جميع أمراض القَلب تجعلكَ ميتاً بحسَب القاموس |
Tabii eğer çeviri yapmak, sözcüklerin sözlükteki karşılıklarına bakmak olsaydı, bu programlar insanların elinden düşmezdi. | TED | وإذا كانت الترجمة فقط مسألة بحث عن كلمات في القاموس فربما تتفوق هذه البرامج على البشر |
sözlükteki bütün "D"'leri ezberlemişsin. | Open Subtitles | بالتأكيد أنت حفظت كل الكلمات التى تبدأ بحرف "الدى" من القاموس |
sözlükteki bütün "D"'leri ezberlemişsin. | Open Subtitles | بالتأكيد أنت حفظت كل الكلمات التى تبدأ بحرف "الدى" من القاموس |
'Duygusal'ın sözlükteki anlamına baktığım zaman ruhla ilgili olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | حتى القاموس تعريف الروحية ، وأنا نظرت إلى أعلى، يقترح ولكن عن النفس ، |
Fotoğrafını tüm dünyanın görebileceği şekilde sözlükteki "ırkçı" kelimesinin yanına koyduğumuzu düşün. | Open Subtitles | تخيل أن العالم كله سيروى وجهك جنبا إلى جنب مع كلمة "عنصري" في القاموس |
Benden mükemmel Amerikan aksanını, nükleer bir savaş durumda korumak amacıyla, sözlükteki tüm kelimeleri kaydetmemi istemişlerdi. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}سجّلت كل مصطلحات القاموس {\pos(192,220)}للحفاظ على اللهجة المصقولة في حالة حرب نووية |