Kesinlikle ceset atılmış. Lastik ve sürüklenme izleri var. | Open Subtitles | هذا بالتأكيد مكان لإلقاء الجثّة، يوجد آثار عجلات وعلامات جر. |
Zemin kayalık, ama sen sürüklenme izleri yakalıyorsun. | Open Subtitles | الأرض صخرية صلبة.. وأنت ترى آثار جر |
sürüklenme izi yok. | Open Subtitles | لا توجد آثار جر |
sürüklenme izleri dağınık ve düzensiz. | Open Subtitles | الطريقة الدم طخت، علامات السحب هي الفوضى وعدم انتظامها. |
sürüklenme izi yoktu. | Open Subtitles | لا يوجود تمزق في الجلد لا دليل على السحب |
Pist üzerinde yarışırken daha iyi sürüklenme sağlıyor. | Open Subtitles | فقط لخلق قوة جرّ عندما تتزحلق السيارة... |
86, başkan şahsi teşekkürlerini iletmemi ve şu trenle sürüklenme olayından çok etkilendiğini söylememi istedi. | Open Subtitles | يا (86) ، لقد طلب مني رئيس الجمهورية أنأنقللك شكرهشخصياً... وأن أخبرك كم كان سعيداً بموضوع جرّ القطار لكما |
Bu çizikler sürüklenme izleri. | Open Subtitles | تلك الخدوش علامات جر |
Ve burada da sürüklenme izleri var. | Open Subtitles | وهنا علامات جر |
sürüklenme ya da ayak izlerine denk gelmedik. | Open Subtitles | لم نتمكن من العثور على علامات السحب أو آثار أقدام. |
sürüklenme izleri o tarafa gidiyor gibi. | Open Subtitles | يبدو وإن أثار السحب تقود إلي هُناك. |
sürüklenme izlerine bakarsanız. | Open Subtitles | أنظر إلى علامات السحب |
Çantaya, ayakkabılara ve sürüklenme izlerine bakılırsa Blaire'in buradan kaçırıldığı belli. | Open Subtitles | حسنًا، أعتقد أنّه من الأسلم أن نقول... بين الحذاء، الحقيبة وعلامات السحب... هذه هي البقعة حيث (بلير) أُختُطِفت |
sürüklenme izleri | Open Subtitles | علامات السحب |