"sürmeyeceğini" - Traduction Turc en Arabe

• لن تدوم
• لن يدوم
• لن يستغرق
• لن تستمر

Ama yazın sonsuza kadar sürmeyeceğini biliyordu.
و لكنها كانت تعرف أن أجازة الصيف لن تدوم للأبد

Ama onu oradan çıkaran olmazsa o yaşamın uzun sürmeyeceğini biliyordum.
لكنني علمتُ أنَّ تلكَ الحياة لن تدوم طويلاً إن لم يخرجها أحد من هناك

Mahkum güvenliğin çok sürmeyeceğini bilir.
المسجون يعرف بأن هذا الشعور لن يدوم طويلا

Yani, o harika biri... ama uzun sürmeyeceğini düşünmeye başlıyorum.
اعني انه حقا رائعه ولكن اعتقد انه لن يدوم

Uzun sürmeyeceğini ve iyileşeceğini söylemek istiyorum.
أريد أن أطمئنك بأن الأمر لن يستغرق طويلاً وسيكون بخير.

Ama, tatlım, ikimiz de bunun o kadar uzun sürmeyeceğini biliyoruz.
لكن كلانا يعرف يا عزيزي أنه لن يستغرق هذه المدة

Kolumu kımıldatmak çok zordu ama bu durumun uzun sürmeyeceğini biliyordum yalnızca mekik gerekli hızı kazanana ve Dünya yörüngesine girene dek sürecekti.
ولكنني أدركت أن هذه الحالة لن تستمر طويلًا حتى تكتسب المركبة السرعة المطلوبة وتدخل في مدار الأرض

Ona tatile çıktığınızı ve çok uzun sürmeyeceğini söyle.
قولي له انها اجازة وأنها لن تستمر لفترة طويلة

Daha ilk başında bunun uzun sürmeyeceğini söylemiştim.
و انا قلت في البداية أنها لن تدوم.

Büyünün sonsuza dek sürmeyeceğini biliyordum.
كنتُ أعلم أن التعويذة لن تدوم للأبد. "رمز بازوزا".

Ama bunun uzun sürmeyeceğini biliyoruz. - Sheldon, konuş.
مع أننا نعلم أن ذلك لن يدوم طويلاً

Keşke gençliğin uzun sürmeyeceğini bilseler.
لو أن الشباب يعلم بأنه لن يدوم

Sonsuza kadar sürmeyeceğini bilmeliydim.
توجب عليّ معرفة أنّ ذلك لن يدوم

Uzun sürmeyeceğini biliyordum. Zira gelgit olduğu için geçemedim.
. عرفت بأنّ الأمر لن يستغرق طويلاً لكنّي لم أستطع الوصول هناك بسبب المد

Ayrıca bunun uzun sürmeyeceğini de söylüyor.
كما أنها تقول أن هذا لن يستغرق وقتاً طويلاً جداً

Birlikte olana kadar bunun çok sürmeyeceğini söylemiş.
قال لها بأنه لن يستغرق الكثير من الوقت حتى يصبحوا معاً

Ama ikimiz de bunun sonsuza dek sürmeyeceğini biliyorduk.
أعني... لقد حظينا ببضع سنوات رائعة, لكن كلانا عرف أنها لن تستمر للأبد