| Bir kasa parti süsü aldım. Onları sandalyelerin önüne koyacağım. | Open Subtitles | لن تراها، عندي صندوق أوراق زينة سأضعه أمامها. |
| Noel ağacı süsü. Okulda yaptık. | Open Subtitles | انها زينة لشجرة الكريسماس صنعناها في المدرسة |
| Kendi ağacımız için Noel süsü yapsak diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننتُ أنّ بوسعنا تقديم زينة عيد الميلاد لشجرتنا |
| - Bu duvar süsü boğuşurken düşmez. | Open Subtitles | هذه كانت حلية كانت معلقة على الجدار يمكن أن تكون سقطت خلال الصراع |
| - Bir de hapse girmemek için intihar süsü verdin o da var. | Open Subtitles | ، و قد مثلّتِ الإنتحار . كي لاتدخلي السّجن . كلاّ |
| Seni yastıkla boğup kaza süsü verirler. Sayid, lütfen uyan! | Open Subtitles | يخنقوك بالوسائد ويجعلون الأمر يبدو وكأنّه حادث |
| Devletten daha çok para alsaydım biraz Noel süsü alabilirdim. | Open Subtitles | لو احصل على مال اكثر من الولاية ربما استطيع تحمل تكاليف بعض من زينة عيد الميلاد |
| Annemin küçükken en sevdiği Noel süsü. | Open Subtitles | زينة أمي المفضلة لعيد الميلاد منذ أن كانت طفلة صغيرة |
| Ama bunu ona teslim etmessen, kalan günlerin bir masa süsü olarak geçecek. | Open Subtitles | ليؤذي الناس لكنْ ما لمْ تسلّمه، ستمضي بقيّة أيّامك كطاولة زينة |
| ve şu tüm baston şekerleri ve lanet noel süsü saçmalıkları kaldır artık. | Open Subtitles | هل تعرف شيئاً؟ أزيل كُل الحلوى زينة أعياد الميلاد. |
| Beni beslemesi için ve ara sıra Noel süsü asması için onu etki altına aldım. | Open Subtitles | أذهنتها لتغذّيني بدمائها ولتعلّق زينة عيد الميلاد. |
| Son Savaşın arifesinde gerçekten masa süsü mü bakmak istiyorsun? | Open Subtitles | أحقّاً تودّين انتقاء زينة عشيّة المعركة النهائيّة؟ |
| Biraz daha Noel süsü getirdim. | Open Subtitles | عندي المزيد من زينة عيد الميلاد |
| Bu akşam Noel'i kutluyoruz. Anne, ağaç süsü hikayesinin zamanı geldi. | Open Subtitles | أمي، حان وقت رواية قصة زينة الشجرة |
| kaporta süsü neymiş? | Open Subtitles | ماذا عن حلية القلنسوة؟ |
| - Bir de hapse girmemek için intihar süsü verdin o da var. | Open Subtitles | ، و قد مثلّتِ الإنتحار . كي لاتدخلي السّجن . كلاّ |
| Seni öldürüp intihar süsü vermek istemişti. | Open Subtitles | بل خططت لقتلكِ، وجعله يبدو وكأنّه إنتحار. |
| Fed, soygun süsü vermeye çalıştığını söyledi. | Open Subtitles | قال الفيدراليون أنه كان يحاول أن يجعل الأمر يبدو كسرقة |
| Diğer üçü de gösteride kaza süsü vererek ölümünü gizlediler. | Open Subtitles | وبقيتهم غطى على موته عبر جعل أمر موته يبدو كحادث |
| Olaya hırsızlık süsü vermem çok kolayken tutku suçu işlediğimi neden kabul edeyim ki? | Open Subtitles | لم أختار جريمة حب حين كان يمكنني أن أرتب ساحة الجريمة لتبدو كعملية سرقة؟ |
| Bak, sana önce de söyledim, intihar süsü verebilirim. | Open Subtitles | يمكننى أن أجعل الأمر يبدو كإنتحار |
| Aşağı Dünya'da ayaklanma çıktığı süsü vermişti. | Open Subtitles | جعلت الأمر يبدو وكأنه انتفاضة في العالم السفلي. |
| Ama önce bu herife burada yalnız ölmüş süsü vermemize yardım edeceksin. | Open Subtitles | لكن أولاً يجب أن تساعدنا إجعلْ الأمور تبدو وكأنَّ هذا الزاحفُ ماتَ هنا لوحده وبشكل سلمي |
| Yani, kaza süsü vermek için iner inmez... biri boynunu kırmış. | Open Subtitles | هذا يعني ان احدهم كسر عنقه فيما بعد ليجعل الامر يبدو كانه حادثة |
| Sokakta ölmediğini biliyoruz. Cesedin oraya saldırı süsü vermek için konulduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف بأنّه لم يمت في الممر ونعرف أيضا بأنّ جسمه وضع هناك لجعل الأمور تبدو وكأنّ سرقة |