Çok sayıda bakteri sayısı ve mevsimsiz sıcak hava sıçanların onu çok yenebilir bulmasını açıklıyor. | Open Subtitles | عدد ضخم من البكتيريا في طقس دافئ غير ملائم يفسّر لمَ عثرت عليه الفئران وهضمته |
Ama bu iyi niyetli arkadaşın anlamadığı şey bu sıçanların gececil olduklarıymış. | Open Subtitles | لكن صديقنا ذا النية الحسنة لم يفهم أن هذه المجموعة من الفئران ليلية |
Bakteri taşıyan sıçanların sayısını 3 milyona, hastalık taşıyan pirelerin miktarını da 300 kiloya kadar çıkardık. | Open Subtitles | لقد قمنا في زيادة عدد الجرذان الحاملة للبكتيريا الى 3 ملايين والبراغيث الى 300 كيلوغرام |
Garanti edebileceğimiz tek şey bu sıçanların üremeye devam edecekleri. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يمكننا ضمانه... أنّ هذه الجرذان ستمارس الجنس... |
Bana o sıçanların insanlara cevap vereceklerine dair söz vermeni istiyorum. | Open Subtitles | وأنا أريدك أن تعد بأنّ هؤلاء لقطاء الجرذ يستجيبون إلى الناس. |
Aç sıçanların gözlerinizi kemirmesine ve sonra kızgın kurtların koca sikleriyle sizi sikmesine hazırlandınız mı? | Open Subtitles | هل أنت مستعد لأن يقضم جرذ جائع مقلتي عينيك,... و بعدها تأتي ذئاب لديها قضبان سميكة تضاجع تجاويف عينيك؟ |
Geri döndüğümde, hırsızlık yapan sıçanların başına neler geldiğinden konuşacağız. | Open Subtitles | عندما أعود سوف نتحدث قليلاً عن ما يحدث للجرذان التي تسرق الطعام ابتعد عنه |
Cidden sıçanların mı mürettebatı öldürdüğünü düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | حسنُ، تظنون بجدية أن الفئران قتلت الطاقم؟ |
Ayrıca, sıçanların klitorisleri olduğunu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل تعرف أن الفئران لديها بظر بعلم التشريح |
...ama bu sadece sıçanların batan gemiyi hızlıca terk etmesini sağladı. | Open Subtitles | لكن هذا كان أشبه بإرسال الفئران لتناول السفينة الغارقة |
Ve sıçanların üzerine doğru gelmeye başladığını gördü." | Open Subtitles | وشاهدهم يركضون تجاهه... كمجموعة من الفئران. |
sıçanların için de güzel görünmelisin ama. | Open Subtitles | وسيتضمن ذلك دراسة على رؤوس الفئران |
Biz sıçanların her yerde gözü, kulağı vardır. | Open Subtitles | نخن الفئران لدينا أعين وآذان في كل مكان |
Aklınızda bulunsun, dev sıçanların varlığı mümkündür. | Open Subtitles | بالمناسبة،احتمال وجود الجرذان العملاقة وارد |
Canlı sıçanların yendiği yarışmayı kazanan kız. | Open Subtitles | الفتاة التي فازت في برنامج الواقع حيث يأكلون الجرذان الحية. |
Güzel, çünkü bu sıçanların her birini gün ışığına çıkarmak istiyorum. | Open Subtitles | جيد , لأني أنوي أن أجر كل واحد من هذه الجرذان للضوء |
Bu gösterişsiz sıçanların sahip olduğu özellikler dinozorlar yok olurken uzak atalarımızın hayatta kalmasını sağlamıştır. | Open Subtitles | الأمر جدير التفكير أن لربما كانت المواصفات التي يمكلها الجرذ البسيط هي من مكنت أسلافنا الأوائل من النجاة |
Dişi sıçanların orgazmlarını bulmak için gittikleri o içlerindeki yer. | Open Subtitles | ذلك المكان الداخلي الذي تحتاجه أنثى الجرذ لتقذف |
Senin gibi değersiz sıçanların lafına karnım tok benim. | Open Subtitles | وأنا لا أصدق أيّ شيء من جرذ منحط مثلك. |
Hepsi dişi sıçanların peşindedir. | Open Subtitles | إنهم فقط يبحثون عن مهبل جرذ |
Oleg buralarda sıçanların genel merkezi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | (أوليغ) قال أنها المحطة المركزية للجرذان هنا. |
Keseli sıçanların derilerini yüzüyor. Koku ondandır. | Open Subtitles | حسناً, انه يسلخ حيوان الأبوسوم لابد أن هذا هو سبب الرائحة |