Yılın geri kalanında bir daha sıçmak zorunda kalmamak için 24 saatlik süreçte hiç durmadan, bir yıllık tüm kakanı sıçabilmek. | Open Subtitles | القدرة على عدم التغوط لمدة عام كامل ثم تتغوط لمدة 24 ساعة كاملة بدون توقف ثم لا تتغوط مُجدداً باقي العام |
Tuvaletleri sokaklar, nehir kıyıları, ya da açık mekanlar olan 1.1 milyar insan var yeniden, bunun için teknik terim açık dışkılama, ama bu da gerçekte basitçe ortalıkta sıçmak. | TED | وهناك 1.1 مليار شخص مراحيضهم هي الشوارع أو ضفاف الأنهار أو المساحات المفتوحة، ومرة أخرى، فإن المصطلح التقني لذلك هو التغوط المفتوح، ولكن ببساطة هذا ما يسمي بالتغوط في العراء. |
O listeden silinen aktiviteler arasında sabahları sıçmak ve tüm duşlarım var. | Open Subtitles | تم إلغاء النشاطات الأخرى من تلك القائمة بالوقت الراهن بما فيها التغوط الصباحي والإستحمام |
Burası sıçmak için uygun görünüyor. | Open Subtitles | هذا يبدوا كمكان جيد للتغوط |
- İyi bir otobüsse peki? - Otobüse sıçmak yok. | Open Subtitles | اذا كانت سيارة جيدة لا تقضى حاجتك فى السيارة |
Üzerime sıçmak istemedikten sonra, o ateşli kızla yapamayacağım fetiş yoktur. | Open Subtitles | ما لم تشأ التغوط عليّ أو ما شابه، لن تردعني أيّ فيتيشية من نكح تلك المثيرة |
Yemek istersen, ye. sıçmak istersen, pantoluna sıç. | Open Subtitles | اذا رغبت أن تتناول الطعام قم بأفضل ما لديك اذا أردت التغوط تغوط بملاسك |
'sıçmak' istiyorum. Bunu anlatabilecek başka bir kelime daha yok. | Open Subtitles | ما يتوجب عليّ فعله هنا هو التغوط ولا توجد كلمة أخرى لوصف الأمر |
O kapıların dışına giderken altlarına sıçmak yerine, mutlu oluyorlar. | Open Subtitles | سيذهبون من خلال هذه الأبواب سعداء بدلًا من التغوط على أنفسهم. |
Sağlam bir sıçmak ve senden gelecek aklanmış birkaç milyon. | Open Subtitles | التغوط جيداً، وقيامك بغسيل بضعة ملايين. |
Sırf gülmek için kocaman kaka yapmış gibi göstermek için Yoda'nın küçük tualetine sıçmak ister misin? | Open Subtitles | فقط للضَّحِك أتريد التغوط في حمام (يودا) الصغير للتظاهر بأنه تغوط غواط ضخم |
Karın, doğmamış çocuğun veya sıçmak için uyanabilirsin. | Open Subtitles | زوجة , وطفل لم يولد أو للتغوط |
Şişe işemek; kova sıçmak için. | Open Subtitles | القنينة للبول, والدلو للتغوط. |
sıçmak yok. Otobüste sıçmak yok. | Open Subtitles | ممنوع قضاء الحاجة لا تقضى حاجتك فى السيارة |
- Hayır, otobüse sıçmak hiç yok. | Open Subtitles | لا تقضى حاجتك فى السيارة مُطلقاً |